Neden Sıkmabaş diyorum?..
Bazı okurlar, "Türban" ya da "Baş örtüsü" sözcüklerini kullanmayıp ısrarla "Sıkmabaş" dememi bir aşağılama olarak kabul ediyor ve "Bu tutum size yakışmıyor" diyorlar..
Hayır.. Aşağılama falan değil.. Adı bu ondan..
Bu baş bağlama şekli, Türban değil..
Açın dinci gazeteleri.. Yıllardır kopan kıyamet son günlerde iyice yoğunlaştı. Manşetlerden inmiyor. Ama bu gazetelerin hiç biri Türban sözcüğünü kullanmıyor. Ülke "Türban" diye sallanırken dinci gazetelerin bu sözcükten ısrarla kaçınmaları dikkatleri çekmiyor mu?.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Türban" diyor mu hiç.. Tersine.. Yandaşlarına emri var. "Türban demeyin" diyor.. Erdoğan ve dinciler "Türban" lafını niye kesinlikle kullanmıyorlar, hiç düşündünüz mü?.. Düşüne durun. Ben anlatayım..
Türban diye bir baş örtme şekli var.. Ama bizimkiyle uzaktan yakından alakası yok. Bir Hint (Sikhler) gurubunun erkeklerinin baş örtüsü Türban.. Fransız modacıları geçen yüz yılda bundan ilhamla, bir kadın başlığı yarattılar. Adına Türban dediler. Mevhibe Hanım Türban kullanırdı zaman zaman.
Yani Türban Çankaya'ya İsmet Paşa zamanında çıkmıştır. Abdullah Gül zamanında değil.. Türban'da eşarp, tülbent, her neyse, başa dolanır ve boyna asla inmeden, orda biter. Bizzat başbakan, Meydan Larousse'dan okumadı mı, güya ders verirken..
"Kenarsız" diye.. Kenarsız.. Ne demek o?.. Kep gibi başa oturur, kenarı yoktur, aşağı inmez.. Türban, bir tür şapkadır yani.. Tepeyi örter, yandaki saçlar açıkta kalır, görünür.
Bu baş bağlama şekli, "Baş örtüsü" de değildir.. Baş örtüsü, genel bir isimdir.. Yedi yüz çeşidi vardır, Türban dahil..
Baş örtüsü başı örten şeyin genel adıdır. Bir "Özel" biçimi ifade etmez.
Baş örtüsünün saçın tüm tellerini örtmesi diye bir şey yoktur. Zaten İslam'da da saçın tüm tellerinin örtülmesi emri yoktur. Kuran'da hiç yoktur. İstenen, kadının erkekleri tahrikten kaçınması, bunun için de makul şekilde örtünmesidir.
İslam alimleri, hatta namazda da kadın saçının görünmesine itiraz etmediklerini ifade etmişlerdir. Oysa bugün moda olan, tartışılan baş örtüsü şekli, üst üste iki eşarp kullanarak saçın bütün tellerini gizler. Alttaki eşarp öyle sımsıkıdır ki, saçın hiçbir teli, hiçbir şekilde dışarı sarkamaz. Üzerine örtülen, renkli, pahalı, marka eşarp ise aslında süstür. Hatta süsün ötesinde bir sosyal seviye gösterisidir. Aslında bu pahalı, göz alıcı marka eşarplar, Hermesler, Vakkolar örtünme kuralının ruhuna, o sığındıkları inanca tam da aykırıdır, o ayrı..
Ne var ki, başı böyle bağladın mı, hizmetçiler, gece konducular, köylülerden ayrılır, kentli olursun. Hizmetçi değil hanım olur, sınıfını gösterirsin.
Ortaköy'e gelin. Önünüzden her gün sayıları artarak geçen Sıkmabaşlılara bakın. Bu sımsıkı başın altındakilerin, nasıl günün modasına uygun, hatta nasıl seksi, yani dinin temel isteğine ters giyindiklerine bakın.. Erkek arkadaşları ile nasıl sarmaş dolaş dolandıklarına bakın..
Yani işin aslı, iddia edildiği gibi din ve inanç değil.. Kuran emri hiç değil.. Peki ne?..
Bu saç şekli kentlerde belli bir tarikatın simgesi olarak belirdi ilk. Altında uzun pardösüler olarak.. Pardesü renkleri tarikatın hangi koluna ait olduklarını gösteriyordu. Kılık tam bir dini üniformaydı. Sonra Necmettin Erbakan'ın liderlik ettiği partiler bu kılığa sahiplendiler.. Tek renk, tek tip pardesüler yerleşmedi, ama bu tek tip baş bağlama şekli, o partinin simgesi olarak yayıldıkça yayıldı. AKP ile de doruğa ulaştı.
Recep Tayyip Erdoğan'ın "Siyasal simge ise siyasal simge ne olacak" diye meydan okuması, aslında meydanı boş bulunca gerçeği itiraf etmesidir. Baş örtüsü bu ülkede siyasal simge olmaz. Baş örtüsü dini simge de olmaz. Baş örtüsü simge olmaz. Olamaz.
Baş örtüsü, Müslümanı, Sünnisi, Alevisi, Hıristiyanı, Yahudisi, Yezidisi, Türkü, Türkmeni, Kürdü, Rumu, Ermeni, Süryani, Laz, Çerkez, Yahudisi ile Anadolu kadınının yüzlerce yıllık görüntüsüdür. Bu yüzden bu ülkede baş örtüsüne itiraz eden de yoktur.
Ne CHP.. Ne asker.. Ne ben.. Tek kişi gösteremezsiniz.
İtiraz, bu siyasal simge olan, bu gamalı haç benzeri dini siyasetin içine sokan bağlama şeklinedir. Bu şeklin de adını doğru koymak gerekir ki, kimse kimsenin kafasını karıştırmasın.
Dinci kesimin ısrarla "Baş örtüsü" demesinin sebebi açık.. Karşı olanlara "Hah işte gördünüz mü, bunlar baş örtüsüne karşı" demek için.. Diyorlar da..
O zaman.. Karıştırmayalım..
Türban değil.. Baş örtüsü hiç değil..
Türban deyince akla tek şekil gelir.. Hint usulü.. Baş örtüsü deyince, bin türlüsü..
Bu özel, bu üniformasal, bu simgesel baş örtme şeklinin adı Sıkmabaş'tır..
Bu siyasal simge olarak kullanılan, laik anayasayı delmek için alet edilen özel bağlama şeklini kafa karıştırmadan ifade etmenin tek yolu, doğru sözcüğü kullanmaktır.
Bugün Sıkmabaş!..
Daha uygun bir ad bulunana ve yerleşene kadar ben Sıkmabaş demeye devam edeceğim..
Aşağılamak için değil.. Kavram kargaşası yaratmamak, ne dediğimi kimseyi yanıltmadan anlatmak, kafa karıştırmak isteyenlerin tezgahına düşmemek için.
"Ben baş örtüsüne karşı değilim. Hiçbir zaman da olmadım" lafımı yürekten etmek için.. Örtüye değil, siyasal simgeye karşı olmak.. Meselenin ruhu bu.. Onun için terimleri bilinçli olarak karıştıranlardan ayrılıyor, oyunlarına gelmiyor ve karşı olduğum şeyin "Sıkmabaş" olduğunun altını çiziyorum, baş örtüsü değil..
Tamam mı?..
Sıkmabaşlı kardeşlerim bu deyişimden alınıyorlarsa, beni değil, kendilerini yargılasınlar, "Niye alınıyoruz" diye..
Bugünkü Tüm Yazıları
Ne türban, ne baş örtüsü.. Sıkmabaş!..
Yayın tarihi: 9 Şubat 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/09//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.