Yaş farkı sorun olmadı

-Aranızdaki yaş farkı hiç sorun oldu mu?
- A.B: 27 yaşımdaydım. İlk eşimden ayrılalı bir yıl olmuştu. Oğlum çok küçüktü, yeniden evlenmeyi düşünmüyordum. Süreyya'dan hoşlanmıştım ama onun benden beş yaş küçük olduğunu öğrendim. Ve geri durdum. İlerde ne olur diye düşündüm. Gül diye bir arkadaşım vardı, o da aksi gibi kendinden 30 yaş büyük bir adama âşıktı. Süreyya ile birlikte olmamaya karar verdiğim zaman, Gül'ün söylediği şey beni etkiledi: "Bu adamı seviyor musun? Ayrılırsan üzülmeyecek misin? İlk eşinle evlenirken aklında hiç beş sene sonra ayrılacağın var mıydı? Yoktu. Peki niye ayrıldın? Süreyya ile evlensen de bir beş sene sonra ayrılsan ne olur ki?" Bu ne olur ki sözü, 28 yıla kadar getirdi bizi.
- S.B: En başta aileden biraz tenkit gördük ama benim ailem Bektaşi kökenlidir. Hoşgörülüdür. Yaş farkını önemsemediler. Aynur'un oğlu o zaman beş yaşındaydı. Evlenince de ikinci oğlumuz oldu. Büyük oğlumla aramızda bugüne kadar hiç münakaşa olmadı.

- Aynur Hanım'ı iki kelimeyle anlatsanız?
- S.B: Leb demeden leblebiyi kapar. Pratik zekâlıdır. İyi bir eğitmendir. Çocukları da iyi eğitti, belki beni de iyi eğitti. Biraz uçarıyımdır, o yönümü eğitti..
- A.B: Beş sene önce Süreyya yaş bunalımına girdi. Hissettim. Hülya Avşar'ın da problemleri başlamıştı. 'O kadın için mi kocasını terk edecek?' diye düşündüm. Muhatap bulamıyorsun, bulamayınca da kafan karışıyor. Tuna diye bir arkadaşım var. Ona "Bu adam ne yapıyor, diye bakacağım," dedim. "Ne yapacaksın, boşayacak mısın?" dedi. "Düşünmedim," dedim, "Peki o zaman niye merak ediyorsun?" dedi. Bir kadın olarak ne yapacağınızı bilmiyorsanız, rastgele hareket etmemek gerek diye düşünüyorum. Peşine insan takmadım, hissettim. Âşık olsaydı, o zaman kopardım, işi bitirirdim.

- Bu evliliği her şeye rağmen, her şeyi kabullenerek mi sürdürüyorsunuz?
- A.B: O bir dönemdi.
- S.B: Aynur biraz abarttı. Kalıcılığı yoktu. Abartmaması gerekirdi diye düşünüyorum. Çift, oğullarıyla birlikte...