İstanbul'da kıyamet kopuyor

İstanbul Kıyamet Vakti adlı ilk Türk online oyunun yapımcısı Mevlüt Dinç, çok yakın gelecekte insanların çifte hayat yaşamalarına olanak sağlayacak olan bu sektörde bir devrim yarattıklarını söylüyor. İnternet üzerinden bağlanılan online oyunların en büyük özelliği ve en büyük gücü, yüz binlerce insanı aynı anda interaktif bir ortamda buluşturabilmesi. İnsanlar devamlılığı olan bu oyunları oynayarak oyun içinde kendilerine yeni bir sosyal kimlik ediniyor, bu kimliklerle topluca miting ve protestolar düzenleyebiliyor. Tamamen Türkçe olan ve 170 bin civarında kullanıcıya ulaşan İstanbul Kıyamet Vakti de bu tür protesto ve mitinglere sahne oluyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda bir araya gelen kullanıcılar, sanal karakterlerinin bedenleriyle ay yıldız sembolü oluşturarak oyundaki yüz binlere mesaj yollamışlardı. Yeri geldiğinde oyunun yapımcıları bile sanal olarak protesto edildi. Kullanıcılar oyun içindeki ırklardan biri olan büyücülerin güçlerinin, yapımcılar tarafından azaltılmasını protesto etmek amacıyla belirledikleri sanal güzergâhta giysilerini çıkararak sanal bir yürüyüş düzenlediler. Kullanıcı sayısının giderek artmasıyla oyunun, Türkiye'deki sosyal atmosferi, gerilimleri, siyasi kavgaları yansıtma olasılığının bulunduğunu kabul eden Mevlüt Dinç, sanal dövüş ve kavgalarla oyunun bir deşarj ve rahatlama unsuru haline gelebileceğini de söylüyor. Bir ara oyunda Ahmet Kaya polemiğinin de yaşandığını söyleyen Dinç, şimdilik milliyetçi bir havanın estiğini vurguluyor ve bu tip polemikleri ellerinden geldiğince yumuşatmaya çalıştıklarını söylüyor. İstanbul Kıyamet Vakti'nin bir diğer özelliği ise 1950'lerdeki Eminönü'nün sokaklarının ve Vakıflar binası, Mısır Çarşısı, Yeni Cami, Sirkeci Garı gibi temel yapılarının o dönemdeki sigorta şirketleri haritalarından yararlanılarak birebir sanal kopyalarının yaratılması ve oyuncuların bu sokak ve yapılar içinde dolaşabilmesi...