Rampaların ustasıyım mantının hastasıyım...
TIR şoförü Leyla Ağaçkoparan, yollarda geçirdiği 20 yıldan sonra bir mantı dükkânına park etti ve yakında sinemaya uyarlanacak Geri Vites Hayatlar adlı bir kitap yazdı..
İLİŞKİLİ HABERLER
Rampaların ustasıyım mantının hastasıyım...
Karşımızda 20 yıllık uzun yol şoförlüğünden sonra, küçük hobi alanı olan mantıcı dükkânına park etmiş bir kadın var. Kendi tabiriyle '64 model' olan bu kadının adı Leyla Ağaçkoparan. Türkiye'nin ilk kadın uzun yol şoförü, Geri Vites Hayatlar adlı kitabından sonra, şimdi de sinema sektörüne göz kırpıyor. Portföyünde TIR'ın yanı sıra, otobüs, kamyon, ambulans, çöp arabası, minibüs, taksi gibi aklınıza gelecek her araç var. Uyku problemi olan bir çocukken babasının, arabasında seyir halindeyken uyuttuğu küçük Leyla'nın kulağına motor gürültüsü bebekken dolmuş ve bir daha da çıkmamış. Sonrası ver elini yollar ve mazot kokusuyla, yağlı-karalı üstüpüyle tamirhanelerde ve duraklarda geçen yıllar. Yıllar içinde biri karakolda, diğeri tamircide, üçüncüsü de Hollanda'da tanıştığı üç kocaya rağmen direksiyon sevdasından vazgeçmemiş ve evliliklerini mesleğine feda etmiş. Evi bildiği yolların hikâyesini ise yıllar sonra vitesi geriye taktığında, bond çantasında tuttuğu 'Yazmazsam Namerdim' başlıklı notlardan oluşturmuş ve adını Geri Vites Hayatlar koymuş. İletişim Yayınları'ndan çıkan kitabı, şimdi 8. Sanat tarafından filme dönüştürülüyor. Leyla şoför, pek çok ülke gezdiği halde mantı kadar lezzetli bir yiyecek tanımadığı için de, emekli olur olmaz Gizli Bahçe diye bir mekân edinmiş ve orada sevdiği insanlara mantı yapıyor, kitaplarını yazıyor, Işıl Özgentürk'ten öğrendiği tekniklerle senaryolar üretiyor. Bir yandan da profesyonel sürüş teknikleri dersleri veriyor. Şimdi en büyük hayali, bir reklam filminde kadın şoför kimliğiyle yer almak ve insanların bilincine kadınların iyi sürücüler olduğunu kazımak. Leyla Ağaçkoparan'la Gizli Bahçe'sinde buluştuk.
- Kaç yıllık sürücüsünüz?
- Ne zaman direksiyon başına geçtiğimi anımsamıyorum bile. Ancak 1987'den beri profesyonel olarak yük ve yolcu taşıdım. Adapazarı-Topkapı hattındaki minibüslerle başladım işe, daha sonra midibüslere, sonra eski toprak 302 otobüslere, ardından da V6-V8 maraton otobüslere geçtim. Kartal Belediyesi'nde beş yıl çöp kamyonundan tutun da, ambulansa, zabıta denetimine varana kadar her aracı kullandım. TIR'cılık mesleğin zirvesi oldu.
BİLADER ÇEK ARABANI
- Kadın olmanız nasıl bir avantaj ya da dezavantaj sağladı?
- Sürücülük erkekler için zor bir meslekken, kadın olmak iki kere performans gerektiriyor. Ama en baştan beri ne 'erkek Fatma' oldum ne de 'şoför Nebahat'. Hep kadın olmanın arkasında durdum. Şaşkın bakışlarla da karşılaştım, yadırgandım da. Eşlerini kadın cerrahlara teslim edenler, binalarını kadın mühendislere yaptıranlar, nedense araçlarını kadın şoförlere vermiyor. Kitap benim için bir final oldu.
- Kadın olduğunuz için tacizle karşılaştınız mı hiç?
- Hayır her işin bir duruşu vardır, Afrodit kıvamında gezemezsiniz. Örneğin "Mehmet Bey aracınızı çeker misiniz," derseniz, o Mehmet Bey sizi fantezilerine harman yapar. Ama onun yerine "Şştt bilader çek arabanı," dediğin zaman, "Aman Allah'ım bu kadına yan bakarsam, beni tampona bağlar sürükler," diye düşünür.
- Erkekler gerçekten kadınlardan daha mı iyi sürücü?
- Tam tersine, her direksiyonda gördüğünüz erkeği şoför zannetmeyin, arabanın canına okuyorlar. Radyatöre yağ boşaltan, yağ deposuna su döken, arabanın yağ çubuğunun yerini bilmeyen erkekler var.
İLİŞKİLİ HABERLER
Rampaların ustasıyım mantının hastasıyım...
Yayın tarihi: 9 Şubat 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/09/ct/haber,13DA3CEE3916417186B7E20C9AEB5B3F.html
Tüm hakları saklıdır.