Üniversitede başörtüsü serbestisinin gelmesini, rejime bir tehdit gibi göstermek isteyenler, 22 Temmuz genel seçimleri öncesinin ağır atmosferini canlandırma hevesinde.
"Gül, cumhurbaşkanı seçilirse rejim elden gider" iddiasına, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan'da,
"Askerin görüşü belli" diye destek vermiş, bununla yetinmeyip, 27 Nisan'da internet üzerinden gece yarısı bildirisi yayınlamıştı. Makedonya Milli Savunma Bakanı ile görüşmesine medyayı da davet eden Büyükanıt, üniversiteye türbanın girmesi konusunu, aynı 12 Nisan'daki cümlesiyle,
"Askerin görüşü belli" diye yorumladı. Ama, nasıl o gün ifade edilen bu görüş, sonucu belirleyici olamadıysa, bugün de başörtülü kızların üniversitede okumasını engelleyemeyecektir. Zaten böyle bir müdahaleden Deniz Baykal da rahatsız. Çünkü 22 Temmuz seçimlerinde sonucu gördü. Bu yüzden,
"gölge etmesinler" diye nazik bir uyarı yapıyor. Ama gene de,
"İşi öyle bir noktaya getiririz ki müdahale ortamı doğar" diye düşünenler mevcut.
Oysa, eski Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu yanıldı ve
"28 Şubat'ın bin yıl devam etmeyeceği" ortaya çıktı. 28 Şubat sürüyor olsaydı, Ergenekon operasyonu yapılamaz, hele Veli Küçük'e kimse dokunamazdı. İstanbul Üniversitesi rektörü Mesut Parlak'a isimsiz hakaret mektupları gönderdiği gerekçesiyle el konulan ve Adli Tıp öğretim üyesi
Ümit Sayın'a ait olan bilgisayardaki epostaları, birileri siliverirdi. Şimdi onun, 2005'te 1. Ordu Askerİstihbarat'ta görevli binbaşı
Ogan Türkmen, üsteğmen
Zafer Yener ve Özel Kuvvetler'de görevli yarbay
Mehmet Sönmez ile yaptığı konuşmalar (
"chat" ler) elden ele dolaşıyor.
Taraf gazetesinin 2829 Ocak tarihli nüshalarında bu konuda geniş bilgi var. Darbenin şartlarının oluşması üzerinde söyleşiyorlar. 30 Ağustos 2005'te Hurşit Tolon'un emekli olacağını, ama halefi İlker Başbuğ'un, Tolon'un ekibine dokunmayacağını söylüyorlar.
Geçmişteki tertipler ortaya çıkıyor. Çünkü, demokrasi, vesayet baskısından yavaş yavaş kurtuluyor.
Tehlikeyi abartmak suretiyle, askeri harekete geçirmek niyetinde olanlar varsa, beklentileri boşa çıkacak.
"Köprülerin altından çok sular aktı" mı desem, yoksa
"Eski çamlar bardak oldu" mu... Zaten hepsi aynı kapıya çıkar:
Sivil alanı genişleten daha özgür bir ortama doğru yol alıyoruz.
Yayın tarihi: 4 Şubat 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/04//haber,FA105C5536CC43EBB24A267C5683534E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.