Düzenleme yükseköğretimle sınırlı
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir hak ve hürriyetin; demokrasi için, Cumhuriyetin temel değerleri için, laik sistem için bir tehdit oluşturamayacağını vurgulayarak, ''AK Parti Hükümeti, Cumhuriyetin de demokrasinin de laikliğin de hukuk devletinin de teminatıdır, koruyucusudur. Bugüne kadar hiçbir adımımız, hiçbir uygulamamız buna ters olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır'' dedi..
Başbakan Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında konuştu. Türban konusunda açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Fiili yasağı YÖK yasasındaki değişiklikle ortadan kaldıracağız. Tek hedefimiz üniversite kapısındaki kızlarımızın mağduriyetini gidermek" dedi.
Erdoğan şöyle konuştu: "Yaptığımız çalışma her türlü kaygıyı ortadan kaldıracak. Yapılan düzenleme yükseköğretim ile sınırlıdır. Toplumsal mutabakatın gereğini yapıyoruz. Medyanın sorumlulukla hareket edeceğine inanmak istiyorum. Başörtü yasağının kaldırılması konusunda attığımız huzur amaçlı bu adımımızı bozacak provokasyonlara hazırlıklı olmalıyız."
Türk demokrasisinin kendi sorunlarını çözecek olgunluğa ulaştığını söyleyen Erdoğan, "Hukuk terazisine vaktiyle konan taşları bir bir kaldırıyoruz. Katı ideolojik kabuklar düşünce ufkunu daralttı. Kendi ürettiğimiz korkuların esiri olarak neticeye varamayız. Türkiye her türlü sorununun konuşacak, tartışacak, çözüm bulacak potansiyele sahiptir" açıklamasını yaptı.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Kütahya'da meydana gelen tren kazasında hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyerek başladı. Olayın, tüm yönleriyle incelendiğini, araştırıldığını ve gerekenlerin yapıldığını belirten Erdoğan, ''Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Allah milletimizi her türlü felaketlerden, bela ve musibetlerden korusun'' diye konuştu.
Erdoğan, geçen hafta içinde, 49 yıl aradan sonra ilk defa bir Yunan başbakanının, Kostas Karamanlis'in Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:''İki komşu ülke arasındaki ilişkiler açısından, diyalog ve işbirliğinin zenginleşmesi açısından, bu ziyaretin son derece faydalı geçtiğini ifade etmek istiyorum. Türkiye ve Yunanistan arasında tarihi bazı sorunlar olduğunu hepimiz kabul ediyoruz.Şunu anlamalıyız ki sorunları büyütme, sorunlardan beslenme dönemi artık kapanmıştır. Her iki ülke de hem kendine hem de komşusuna güvenmek zorundadır; zira global dünyada hiçbir ülkenin komşusuyla ilişkilerini, ihtilaflar üzerinde yürütme lüksü kalmamıştır.Hepimizin malumu olan bu sorunları aşmanın yolu, ülkelerimiz arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliğini artırmaktır. Sayın Karamanlis ile yaptığımız görüşmelerde sorunları elbette masaya yatırdık, tartıştık.Fakat sadece sorunlarımızı konuşmadık, birlikte neler yapabileceğimizi, ne gibi değerler üretebileceğimizi de konuştuk. Geçmişin olumsuzluklarına takılıp kalırsak, aydınlık bir gelecek inşa edemeyiz. Dünün sorunlarını yarınki nesillere aktarırsak barışa ve dostluğa hizmet etmiş olmayız.Ülkelerimizin birbirini tehdit olarak algılamasını değil, imkan olarak, fırsat olarak algılamasını istiyoruz.''
YUNANİSTAN DESTEĞİ
Erdoğan, 18 Kasım 2007'de Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Enterkonnektörünün açılışını Karamanlis ile beraber gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, ''Yunanistan, bugün Türkiye'nin AB üyeliğini, İzmir'in Expo 2015 adaylığını destekleyen önemli bir komşu ülkedir'' dedi.İki ülke arasında, ekonomi, ticaret, turizm, ulaştırma, enerji gibi alanlarda sağlanan gelişmelerin, barışın ve diyaloğun en güzel meyveleri olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:''Bu barış ve diyalog hamlesine, siyasetin olduğu gibi halkımızın,medyamızın, iş dünyamızın, sivil toplum kuruluşlarımızın da katkıda bulunacağı muhakkaktır.Bakınız, yıllarca üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke olduğumuz söylemi, birilerinin ağzından hiç eksik olmadı.Fakat AK Parti iktidarı bu kabuğu kırmış, bütün komşularıyla olan ilişkilerini geliştirerek, korkuların yapay, gereksiz ve zararlı olduğunu ispat etmiştir. Evet, dile getirdiğimiz geniş bakış açımız dış politikamız için de iç politikamız için de geçerlidir.Sorunlara siyah beyaz bir zaviyeden (açıdan) bakmıyoruz. Çözüm noktasını yakalamaya çalışıyoruz. Sorunları birbirinin yedeği haline getirmek değil çözümleri birbirini tamamlayacak şekilde üretmek zorundayız. Bizim yaptığımız, yapmak istediğimiz budur.Bazıları, sorunları birbirine yedekleyerek siyaset yapıyor. Bazıları, 'bir sorunu çözelim ötekini erteleyelim' diyor. Oysa Türkiye'nin bir çok sorunu öteki sorunlarla iç içedir.''
VATANDAŞIN HUKUKU
Başbakan Erdoğan, bir vatandaşın hukuku çiğnenirse, ötekinin hukukunun da çiğneneceği uyarısında bulunarak, ''Evet, birileri belki geçici olarak rahatsız olur ama ülkenin topyekun kazanması daha önemlidir'' diye konuştu.Türkiye'nin zenginleşmesinin, özgürlüklerin gelişmesiyle olabileceğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, ''Adaletsiz özgürlük, özgürlüksüz kalkınma, hukuksuz refah olamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır'' dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Ülkemizi bir bütün olarak kucaklamakta, halkımızı bir bütün olarak sahiplenmekte zorluk çekenler, milletimizin sorunlarını da bir bütün olarak algılamakta zorluk çekiyorlar.Biz, toplumun belli bir kesiminin belli bazı sorunlarını gündeme getirmek için siyasete soyunmadık, çok şükür bugüne kadar da tüm Türkiye'yi kucaklayacak bir siyaset tarzı güttük. Ama bu durum, toplumun bazı kesimlerini görmezden gelmemizi, toplumumuzun bazı taleplerine duyarsız kalmamızı da gerektirmiyor.Biz, toplumumuzun her kesiminin, her türlü sorununu demokrasi içinde, hukuk içinde, toplumsal birlik ve bütünlüğümüzü koruyacak biçimde tartışırız, konuşuruz, çözmeye çalışırız. Toplumla bir işi olmayanlar, milli iradeyle bir bağı olmayanlar, halkla irtibatı olmayanlar 'bana ne?' diyebilirler, ama milli iradeye dayanarak siyaset yapan, demokrasiden ve toplumdan gücünü alan hiç kimse 'neme lazım, beni ilgilendirmez' demek lüksüne sahip değildir.''
''HERKES EMİN OLSUN''
Erdoğan, 'toplumun bir kesimi eğitimsiz kalsın' demenin, toplumun bir kesimi 'üretmesin, çalışmasın' demek anlamına geldiğini bildirerek, bunun garip bir paradoks olduğunu söyledi. Bütün paradoksları gidermek için çalıştıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:''Herkes emin olsun, kimsenin kaygısı olmasın ki AK Parti hükümeti döneminde Türkiye tehdit ve risklerle değil, imkan ve fırsatlarla tanışacaktır. Kimsenin hak ve hürriyeti, başkasının hak ve hürriyetini ortadan kaldıramaz.Hiçbir hak ve hürriyet demokrasimiz için, Cumhuriyetimizin temel değerleri için, laik sistemimiz için bir tehdit oluşturamaz. AK Parti hükümeti, Cumhuriyetin de demokrasinin de laikliğin de hukuk devletinin de teminatıdır, koruyucusudur.Bugüne kadar hiçbir adımımız, hiçbir uygulamamız buna ters olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Tüm amacımız; sorunlarını geride bırakmış, bütün enerjisini kalkınmaya, büyümeye, gelişmeye harcayan bir Türkiye ortaya çıkarmaktır. Bunun için, hem dünyada hem Türkiye'de barış ve adaletin sesini yükseltiyoruz. Bunun için, gururlanmadan, kibirlenmeden, 'ben yaptım oldu' demeden ortak aklın gereğini, toplumsal mutabakatın gereğini yapıyoruz.Bunun için, AB perspektifimiz ile komşuluk ilişkilerimizi birlikte güçlendiriyoruz. Bunun için, ekonomik kalkınma ile demokratik kalkınmayı birlikte yürütüyoruz. Bunun için vatandaşlarımızın tamamının hukukunu birlikte savunuyoruz. Bunun için hukuk terazisine vaktiyle konan taşları bir bir kaldırıyoruz.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişikliği teklifiyle üniversite kapılarındaki kızların mağduriyetini gidermekten başka hiç bir şeyi amaçlamadıklarının bilinmesi gerektiğini ifade ederek, ''Burada bir hususu özellikle ifade etmek istiyorum: Yapılan düzenlemeler yükseköğrenimle sınırlıdır. Bunu başından beri açıkça söyledik'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, başörtüsü konusunda MHP ile birlikte yürüttükleri Anayasa değişikliği çalışmasına da değindi.MHP ile birlikte genç kızların kılık-kıyafetlerinden dolayı yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılmamasına yönelik yaptıkları çalışmanın sonuçlarının dün ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Anayasanın zaten bu konularla ilgili olan 10. ve 42. maddelerindeki eşitlik ve eğitim-öğretim hakkına ilişkin düzenlemeleri netliğe kavuştururken, fiili yasağı YÖK Yasasındaki değişiklikle ortadan kaldırmayı hedefledik. Bu değişiklik önerileri ortak teklifimiz olarak TBMM'ye sunulacaktır.İyi niyetli hiçbir yaklaşım; Meclis çatısı altında gerçekleştirdiğimiz bu mutabakatın her türlü kaygıyı dikkate aldığını ve sadece, bunun altını çiziyorum: Kim ne dersin bizi ilgilendirmez. İster partimin içinden desin, ister şuradan desin, ister buradan... Biz burada önemli bir adım atıyoruz. Tek hedefimiz var; üniversite kapılarındaki kızlarımızın mağduriyetini gidermekten başka hiç bir şeyi amaçlamadığımızın bilinmesi lazım.
Burada bir hususu özellikle ifade etmek istiyorum. Yapılan düzenlemeler yükseköğrenimle sınırlıdır. Bunu başından beri açıkça söyledik. Biz,
üniversitelerdeki bu huzursuzluğu, yine üniversitelerde ortadan kaldırarak normalleşmeyi sağlayalım diyoruz, birileri çıkıp yeni sorun
alanları icat etmeye çalışıyor. Kimse buna gayret etmesin ve bunları da iyi niyetle izah etmek mümkün değildir.Hatta önümüzdeki süreçte huzur arayışı mahiyetindeki bu açılımımızı bilerek ya da bilmeyerek sabote edecek, huzursuzluk üretecek provokasyonlara tanık olabileceğimizi de şimdiden söylüyorum. Bizim buna müsaade etmemiz mümkün değildir.''
''SOKAK ARALARINDAN ALINAN FOTOĞRAFLAR...''
Başbakan Erdoğan, ''sokak aralarından alınan fotoğraflarla, kalkıp bu süreci provake etmeye çalışanları da biz çok iyi biliyoruz, bundan sonra
da olabilir'' dedi. Erdoğan, Herkesin özellikle de medyanın bu konuda toplumsal barışı güçlendirme sorumluluğuyla hareket edeceğine inanmak
istediğini söyledi.
Yayın tarihi: 29 Ocak 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/29//haber,FCC83C2441AC45D9B8EE50770932A83B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.