kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ŞEREF OĞUZ
ÖNERİ-YORUM

Sorunu kişisel almak!

Gafletin en rehavet verici olanı; " sorunu, sorumluluk alanı dışına"
ötelemektir.
Rehaveti şudur ki; artık o sorun size adreslenmeyecektir. Ancak " adreslenmeyen " sorun er ya da geç sizi bulacak, katlanan çözüm maliyetiyle kişiselleşecektir. Türk Telekom'un yatırımsızlık yüzünden giderek hantallaşması sürecinde, Türkiye'nin rekabet gücünü koruyabilmek adına devletleştirilmesini öneren yazıma gelen tepkilere bakıyorum.
Goethe, " hiçbir şey, zamanı gelmiş düşünce kadar güçlü olamaz " diyordu. Okur tepkileri, " bir dokun bin ah işit " noktasında bu doğru zamanı adreslerken TT yetkilileri farklı bir davranış gösterdi; sorunu kişiselleştirmek! Üst düzey yetkili, " TT ile ilgili sorununuz varsa, derhal çözelim Şeref bey " diyordu. Sorunum bir yandan " kişisel " alınarak, bunu " şahsım özelinde çözüm " önerilirken, kamu yararı ve Türkiye çıkarı noktasındaki talepler ise " sorumluluk alanı dışına " ötelenivermişti.
Bundan 20 yıl öncesini hatırlıyorum. İstanbul susuzluktan kırılırken İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, icraatın içinden toplantısı yapıyordu.
Duran yatırımlara dair soru sorduğumda " Sizin susuzluk probleminizi çözeriz " diyerek koca kentin sorununu " kişisel "leştirivermişti. Allah'tan kendi kişisel nafaka sorunu yüzünden İstanbul ondan ve daha sonra da bu zihniyetten kurtulabilmişti.
Özelleştirme sırasında takılıp kaldığımız " mülkiyet devri " odağı yüzünden TT'de gözümüzden kaçan, tam da bu " zihniyet " noktasıdır. Yatırımsızlığı " kişiselleştir " ki çözümü " basit"leştirebilesin.
Şu anda banknot matbaası gibi çalışan ve altın yumurtlayan tavuk gibi kazandıran TT'den bir avuç darıyı esirgeyenler, çok yakın gelecekte " tam açlığa alışmış iken ölen " bir şebeke ile karşı karşıya kalacaklardır.
TT ile sorunumun kişisel noktası, işte tam da buradadır; fatura oyunlarıyla aboneler söğüşlenirken tarife karmaşasıyla kafalar bulandırılmaktadır. Bilgi Çağı bizler için basit bir slogandan öteye geçecek ise bu, ancak ve ancak çok güçlü bilgi yollarıyla mümkün olacaktır. Biz özelleştirelim derken, özel sektör tekelini kastetmemiştik.
Daha güçlü Türkiye için daha modern TT'yi kastetmiştik.
Zira ben torunlarıma " bulanık dere suyu " değil, " portakal suyu " içirmek istiyorum.
Kişisel derdim budur!