Geçen gün
Ankara'da
" Anayasal Vatandaşlık " konulu panelde konuşurken
" sorunları olan gruplara " değindim:
Kürtler,
Aleviler,
gayri Müslimler, üniversiteye gidemeyen
türbanlılar ...
Ve ısrarla şu soruyla karşılmaştım: "
Alevilik nedir? İslam bünyesinde bir mezhep mi? Ayrı bir din mi? "
Neşe Düzel'in söyleşilerinden oluşan "
Hesaplaşma " adlı kitaba geçen gün değinmiştim. Burada çok ilginç iki konuşma yer alıyor.
17 Temmuz 2006'da Alevi Vakıfları Federasyonu Başkanı
Doğan Bermek şöyle diyor:
"Bu müfredat bir tek Müslüman tarifi yapıyor. Onun Müslüman tarifiyle bizim Müslüman tarifimiz birbirini tutmuyor."
Bermek, kendi İslam yorumlarının, özellikle
Sünni-Hanefi yorumdan nasıl farklı olduğunu örneklerle anlatıyor.
Yani Bermek, Aleviliği, büyük İslam şemsiyesinin altına yerleştiriyor.
Ancak tek yaklaşım bu değil.
Bakın
10 Ekim 2006'da Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı
Kazım Genç ne demiş:
"
Aleviler, Müslüman'dır, deniyor. Böyle bir şey olabilir mi? '
Ben değilim' diyorum. Benim dinim konusunda sen nasıl fetva verebilirsin?"
Yani Kazım Genç, Aleviliği, İslam'dan farklı bir inanç, farklı bir din olarak tarif ediyor.
Bu tartışmaları bildiğim için paneli dinleyenlere şöyle dedim: Aleviliğin "
ne " olduğunu bana değil, ilahiyatçılara sorun.
Önemli olan şudur: Bu ülkede, milyonlarca kişiden oluşan bir grup insan,
ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü söylüyor.
O halde Aleviliğin İslam'daki yerini bir yana bırakın ve "
Bu insanların sorunu nedir ve nasıl çözülür " diye düşünün.
Yani "
kendinize demokrat " olmayın. Eşitliği ve özgürlüğü sadece kendiniz için istemeyin.
Çünkü... Eğer bugün onlara sırtınızı dönerseniz, yarın da baskı gördüğünüzde onlar da size sırtını döner.
İyi demiş miyim?
Yayın tarihi: 25 Ocak 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/25//haber,E1F2902FEE4045289F9838AF26C0EAEE.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.