kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ocak 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
EMRE AKÖZ

Kuvvacıların marifetleri

Hatırlarsınız... 19 Ocak cumartesi günkü, " Bu cinayeti çözmek niye çok önemli " başlıklı yazımızı şöyle bitirmiştik:
"Sadece ' adalet' açısından değil, siyasi açıdan ' emniyette olmak' için de hükümetin yapması gereken, ' hukuk devleti' kurallarını uygulamaktır. Hrant Dink cinayetinde, ' sonuna kadar gidilmesi' işte bu yüzden elzemdir. Benden söylemesi."
Bu satırların anlamı artık daha iyi ortaya çıkıyor.
" Kuvvacılar " adını verdiğimiz bir örgütlenme var ülkemizde.
Bunlara kısaca " çete " diyoruz ama Mahir Kaynak'ın altını çizdiği gibi bunlar düpedüz eli silahlı bir siyasi hareket .
Bunların bir ayağı devlet kurumlarında: Emniyette, jandarmada, sivil bürokraside ve hatta askeriye içinde adamları bulunuyor.
Kuvvacı çetelerin görünen yüzü ise kimi derneklerde ve medyada ortaya çıkıyor.
Üniversitelerde de uzantıları bulunuyor. ( Parti ve lider arayışı içindeler. Asıl eksikleri bunlar.)
Bu kişiler " ulusalcı-milliyetçi " adını verebileceğimiz bir ideolojiyi savundukları; " bağımsızlıktan ", " anti-emperyalizmden " filan dem vurdukları için... İlk bakışta, Türkiye'nin selametini, refahını, mutluluğunu düşündükleri imajını veriyorlar.
Halbuki asıl amaçlarını şöyle özetlemek mümkün:
- Avrupa Birliği'ne karşılar... Çünkü AB'nin gerektirdiği " şeffaflık ", " hukuk devleti ", " demokratikleşme " gibi standartlar bunların çıkarına aykırı....
- Kürt sorununun çözülmesini istemiyorlar... Çünkü bunlar saldırgan ve yayılmacı tipler. Kürt sorununu bahane ederek Kuzey Irak'ı ilhak etmek istiyorlar. Bunu yapamasalar dahi "sürekli gerginlik" işlerine geliyor.
- Hükümete karşılar... Beğensek de beğenmesek de halkın oyuyla iktidara gelmiş olan hükümeti devirmek istiyorlar. Bunun için de orduyu kışkırtıyorlar.
- Otoriter bir rejimi arzuluyorlar... Demokrasiye karşılar. İşlerin bürokratik elit tarafından yürütülmesini hedefliyorlar. Bunun için de piyasa ekonomisinin demir yumrukla yönetildiği Rusya ve Çin'den ilham alıyorlar.
Kuvvacı çetelerin bugüne kadar yaptıklarına baktığımızda... - Cumhuriyet gazetesini bombalamak... - Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesini sömürmek... - Danıştay saldırısını organize etmek... - Cumhuriyet mitinglerini perde arkasından yönlendirmek... - Her fırsatta darbe çağrısı yapmak... - Türk-Kürt çatışmasını körüklemek. - Hrant Dink ve Malatya katliamlarını planlayıp yürütmek gibi eylemler görüyoruz.
Hedeflerine ulaşmak için...
- Silah ve bomba gibi saldırı araçlarını depoluyorlar... - Milliyetçi gençleri organize ediyorlar. - Lümpen kesimi kullanıyorlar. - Bazı TV kanalları, gazeteci ve akademisyenlerle birlikte kendilerine uygun ortam yaratmaya çalışıyorlar... - İnternet üzerinden ideolojik ve siyasal " sembolik " saldırılar, kampanyalar düzenliyorlar.
Bütün bunları yaparken... " Acaba şeriat gelir mi " diye endişe eden, " türbandan rahatsızlık duyan " çevrelerle de ittifak kurmaya, onları hareketlendirmeye çalışıyorlar.
Kuvvacı çetelerin asıl niyetini bilmeyenler, onların samimi birer Atatürkçü ve " laiklik yanlısı " olduğunu sanarak tuzağa düşüyor.
Halbuki tarihsel kökenleri, bizzat Atatürk'ün mücadele ettiği ' İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne dayanıyor. O nedenle bunlara " Yeni İttihatçı " adını veriyoruz.
Yeni İttihatçılar adam öldürüyor/öldürtüyor, bomba atıyor/attırıyor, provokasyon yapıyor, psikolojik harekât yürütüyorlar. (Farkında olmadığımız kim bilir daha ne eylemleri var!)
Çete görünümlü bu siyasi oluşumu temizlemeden Türkiye'de ileri adım atılamazdı. İnşallah sonuna kadar gidilir.