Dünyanın en kolay ve rahat yıkanan şeyi: İnsan beyni! Hele taze beyinler... Yani çocukluğumuz... Büyüme çağlarımız. O yaşlarda bize her söyleneni sünger gibi çekip alıyoruz. Sonra da büyüyünce bize o dikte edilenleri, 'karakterimizin, yaşam felsefimizin bir parçası' sanıyoruz. Örneğin çok yakın zamana kadar ben, 'tembel' bir insan olduğum için bundan utanç duyar, gizlemeye çalışırdım. Kimselere itiraf edemezdim. Bütün gün hiçbir iş yapmadan yan gelip yatmanın hiç de sıkıcı olmadığını, tam tersine benim için mutluluk sebebi bile olabildiğini değil başkalarına, kendime bile söylemeye çekinirdim. Neden? Çünkü bize öyle öğretilmiş: Tembellik ayıptır. Tembel insan toplumdan dışlanır. Toplumda itibar görenler, çalışkan insanlardır. İşleyen demir ışıldar vs. Hal böyle olunca da yıllarım, tembelliğimden dolayı suçluluk duymakla geçti.
TEMBELLİĞİN TADINI ÇIKAR Taaa ki çok sevdiğim ve ağzından çıkanlara çok önem verdiğim bir dostumla dertleştiğim o güne kadar. "Eğer tembellik ederken mutlu oluyorsan, o zaman neden bunun tadını çıkarmıyorsun ki?" gibi basit bir soru sordu. Ve o anda bende şimşek çaktı. Hepimiz bu dünyada bir tek şeyin peşinden koşmuyor muyuz? Mutluluk yani... Bu hazineye ulaşmak için de herkesin farklı yollardan geçiyor olması kadar doğal bir şey olabilir mi? Benim bulduğum mutluluk kaynağında işler 'durma noktasında yavaş işliyor' hepsi bu. Tembel bir kadınım kardeşim ben. Oh beee! Şunu açık açık dile getirmek için bu kadar zaman bekledim ya, aklıma şaşayım. Şimdi söylüyorum işte: "Ben tembel bir kadınım. Hayatımı mümkün olduğu kadar az aktiviteyle geçirmek tamamen benim tercihim. Bir Madam Curie olmadığım için de hiçbir rahatsızlık duymu-yo-rum." Tam tersi,
Garfield tipi bir insan olduğum için diğer insanlardan daha şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü onlar mutlu olmak için, daha çok paraya, daha zayıf bir bedene, daha iyi bir kariyere, sevgilinin en romantiğine, arabanın en afillisine ihtiyaç duyarken ve tüm bunlar için de daha çok çalışmak gerekiyorken, benim mutlu bir insan olmak için kendimi huzurlu hissettiğim bir yerde yan gelip yatmam yetiyor.
YAŞASIN GARFIELD! Bu yüzden
Garfield'ın yaşam felsefesi benim aslında kişisel mutluluk andım oluyor. Neydi o ant, hatırlayalım. Sonra da "Yaşasın tembellik!" diyelim. Kimseyi takmadan:
- İnsanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar.
- Çalışmak yorar.
- Gündüz dinlen ki, gece rahat edesin.
- Yatağını kendin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.
- Yarın yapabileceğin işi bugün yapma.
- Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele...
- Dinlenen birini görünce, otur ona yardım et.
- Oturman mümkünse ayakta durma. Yatman mümkünse oturma.
- Tembellikten kimse ölmez.
- Çalışma isteği duyunca bir yere otur ve isteğinin geçmesini bekle.
Yayın tarihi: 20 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/20/pz/haber,A482AEDBCF6A42E6B20441E4FF8ECACE.html
Tüm hakları saklıdır.