Ludus mu, Eros mu?

Sevim Emre 30 yıllık hayat arkadaşı Orhan Gencebay'ın kendisini aldatmadığından çok emin. Bunu her fırsatta dile getiriyor. Bayramın ilk günü Günaydın'da, sevgili Eylem Bilgiç'in kendisiyle yaptığı röportajda da kendinden emin şunları söylemiş: "Orhan çapkınlık yapsa yapardı. Ama bedelini de öderdi. Zaten erkek evinde mutluysa, karşısındaki kadın gibi kadınsa dışarıya bakmaz." Aaa! Biraz ayıp olmuş ama! Bir kere araya fesat sokmuş gibi olmayalım ama hiç kimse aldatılmadığından bu kadar emin olmamalı. Ardından da "Kadın gibi kadınsan aldatılmazsın," gibi büyük laflar da etmemeli. Çünkü bu işler öyle kadınlığa, güzelliğe, yataktaki ve mutfaktaki mutluluğa bakmıyor efendim!

Aldatılan insanların, kendi içlerini kurt gibi kemiren bir soru vardır: "Bende bulamadığı neyi onda buldu ki?" Tabii bu soru, ayrıca ve defalarca, aldatan kişiye de sorulur: "Söyle, benim neyim eksikti?" Bu sorunun elle tutulur bir cevabınedeni yoktur aslında. Çünkü artık anlaşıldı ki: "Bazıları aldatmak için doğar." Yani ilişkide bir aldatmaaldatılma sözkonusuysa, bu yalnızca ilişkiyi iyi yürütememekle ilgili değil, karakter yapısına da bağlı... Aldatmak bazı insanların yapısında var. Bu yüzden de işte o 'bazıları', bir türlü uzun süreli ilişki kuramıyorlar ya da kurdukları ilişkiden kimseye bir hayır gelmiyor. Bazıları "Alışmış kudurmuştan beterdir," hesabı, bir kez aldattıysa, ondan sonraki partnerlerinde de kaçak kesim konusunda bir çekince yaşamıyor. Durduramıyorlar kendilerini. Beraber oldukları insan, isterse mükemmele yakın olsun. Durum değişmiyor. (Yani Sevim Emre, bu konuda fena halde yanılıyor.) Hem zaten onların aradıkları da mükemmel insan değil. Onlar sadece 'değişiklik' seviyor!

John Lee adında bir sosyolog, 1973'te Aşkın Renkleri isimli bir kitap yazmış. İşte o kitaba ve Lee'ye göre, insanların karakterlerine göre biçimlenen iki tip aşk biçimi var: Eros ve Ludus. Ludus, ben merkezci, entrikalara, kıskançlıklara açık, yıkıcı bir aşk biçimi... Aşkı bir oyun olarak gören ve hiçbir zaman tamamen ciddiye almayan ilişki tarzı. Eros ise romantizm ile uyum gösteren erotik bir aşk tarzı.

İkisi de ayrı ayrı ve dozunda olsa, aslında ne şahane olurdu değil mi? Ama işte ne yazık ki Ludus ile Eros, uzun süreli bir ilişkide bir araya gelemiyor. Bu yüzden de bazı insanlar, ne Ludus'suz ne de Eros'suz yapabildikleri için 'daldan dala daldan dala' uçup duruyorlarmış işte. Sonunda konacakları yer, erkenden teneşir olmasın da... Bu tür insanlara ısrarla bağlı olan talihsiz âşıklara da kolaylıklar dileyelim. Ve tabii çok da büyük konuşmayalım ki başımıza gelmesin... Amin diyelim, amin!