At mı, deve mi?

Ekrem Hoca ile "neden ve sonuç" ilişkisine girdik.
"Dün ve bugün" kıyaslaması yaptık.
"Niçin böyle oldu" sorusuna yanıt aradık.
Prof. Pakdemirli dedi ki:
- 1993'e kadar hiçbir sorun yoktu... Siyaset ile üniversite uzlaşma içinde konuyu götürüyordu.
- Sonra, Allah selamet versin, Hoca (Prof. Erbakan) durduk yerde bir laf etti: Rektörler, başı kapalı kız öğrenciye selam duracak.
- Rektör kimseye selam durmaz... Ne diye selam duracakmış ki?
- Hoca bir laf daha etti: İmam hatipler bizim arka bahçemiz.
- Bu sözün imam hatiplere çok zararı oldu.
- Sonra 1997'de örtülü darbe... Hoca, askerle çatıştı... Mesele kangren oldu.

Ve geldik bugüne...
Prof. Pakdemirli:
- Tayyip beyin üzerinde baskı var.
- Mahalle baskısı mı?
- Seçmen baskısı... Seçmen diyor ki, söz verdiniz... Bizden oy istediniz, verdik... Haydi çözün.
- Başbakan ne yapacak?
- Uzlaşacak, ikna edecek... 2 kesim var, konuşacak.
- Hangi 2 kesim?
- Üniversite ile ötekiler.
- Yani askerler.
- Milli Savunma Bakanı engin deneyime sahip, sakin, uzlaşmacı bir devlet adamı... Tecrübeli.

Pakdemirli'ye göre konu "atla deve değil."
"Kriz haline getirmeden" çözülür.
Yeter ki, Pakdemirli'nin deyimi ile "oturacaksın, tatlı tatlı konuşacaksın."
- Ekrem Hoca şahsen siz konuştunuz mu?.. Özal konuştu mu?.. Neler dediniz?

Pakdemirli:
- Elbette konuştuk... Dedik ki, bunlar bizim çocuklarımız.
- 3 tane cahil imama kızıp da, imam yetiştirmeyelim mi?.. Aydın imam yetiştirelim.
- Bu kızlar okumazlarsa, rejime düşman çocuk yetiştirirler.
- Okusun, yarın başını açar... Açmayan da açmayıversin.
- 35 milyon kadın nüfus var... Başını örten kız öğrenci 50 bini bulmaz... Okula al, çoğu değişir.