Başörtünün tehlikeden koruduğunu düşünmüyorum

- Beyoğlu'ndaki davetlere gider misiniz eşinizle?
- A.M.D: Zaman zaman.
- F.D: Gitmem gerekirse mutlaka katılırım.
- A.M.D: Ferda'nın ne yaptığını söyleyeyim Tuluhan Hanım. O söylemedi. Bizim Tarlabaşı bölgesi çok önemli diyordum ya. Tarlabaşı bölgesinde, Dolapdere'de bir meydan ve bir sosyal yardım merkezi oluşturduk. Ferda tüm gün orada Tarlabaşı'nın sokaklarında dolaşıyor.
- F.D: Oraya her gün heyecanla gidiyorum.

- Ferda Hanım, Beyoğlu'nda akşam tek başınıza yürüyebiliyor musunuz rahatça?
- F.D: Ben çok rahat yürüyebiliyorum.

- Hiç problem yaşamadınız mı? Ben yürüyemiyorum mesela. Sataşanlar oluyor. Tehlikeli buluyorum.
- F.D: Hiçbir problem yok, gerçekten yok.
- A.M.D: Problem yok diyemeyiz.

- Tek başına dolaştınız, bir şey yaşamadınız mı? Başınızın örtülü olması sizi koruyor olabilir mi?
- F.D: Başörtüsü ile bağdaştırmak yanlış. Yani tehlikeden korumak anlamında. O anlamda başörtünün koruduğunu düşünmüyorum.
- A.M.D: Bakın, mutlaka olumsuzluklar vardır, ama biz oranın bir parçasıyız. Taksim'de yılbaşı gecesi yaşananlar çok üzücüydü. Bir şekilde evinizi çok seviyorsunuz, çok ilgilendiğiniz güzel bir masa ve sandalyeniz var, bir gün birisi geliyor masanın ortasından kırıveriyor. Bütün sevginizle oluşturduğunuz bir şeye birisi kastediyor, kim kastediyorsa o sizi üzüyor. Oysa siz orası için varsınız, orayı kucaklamışsınız, orayı seviyorsunuz. Bu sefer diyorsunuz ki, "Aman büyümesin. Onu bir an önce içten içe onaralım ve tedbirlerimizi alalım, bir daha olmasın."