Ahmet'e mektup yolladım. Sevdiği kekin içine sakladım

- Ahmet Bey en çok neyi sever, ona ne hediye alırsınız?
- F.D: Ona hediye almakta zorlanıyorum; giyim konusunda titiz. Giysiden daha özel şeyler vermeyi tercih ediyorum. Güzel bir yazı, güzel bir şiir onun için daha anlamlıdır.
- A.D: Ferda, bir seyahate gittiğimde mektup yazar bana.
- F.D: Mesela bu yıl evlilik yıldönümümüzde, duygularımı anlattığım bir mektup yolladım Ahmet'e. Mektubu güvendiğim birine verdim. Bir kutuya, en sevdiği çikolatalı ıslak keklerin içine koydum. Hoşuna gitti. Karşılığında ondan da bana çok özel bir mesaj geldi. İlk günkü gibi heyecanlandım. Mesajı okudum. O kadar etkiledi ki tüylerim diken diken oldu.
- A.M.D: Hayatta sıkıntılar ve mücadeleler insanı ailesine çok yakınlaştırıyor. Belediye başkanlığı büyük fedakârlık gerektiriyor, öyle dışardan göründüğü gibi değil. Gece-gündüz koşuyorsunuz, hep hizmet etmek istiyorsunuz, hep güzel bir şeyler yapmak istiyorsunuz.

- Ama kırılgan bir tarafınız da var anladığım kadarıyla. Eve geldiğiniz vakit eşinizden başınızı okşamasını ister misiniz?
- A.M.D: Bizim küçük kızımız beni hep bekler. Stres topum o. Kızlarım evde yoksa sıkıntılı olurum. Küçük kızımın peşinden koşmak, evin içinde o kedi ben köpek olup birbirimizi kovalamak, onunla boğuşmak güzel bir şey. İnsan bekârken bunu pek hissetmiyor ama evlendikten sonra, hele çoluk çocuğa da karıştıktan sonra hayatın anlamı başka oluyor.