kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Türkiye Medeniyetler Çatışması tezine cevap

Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''sermaye, bilgi ve değerlerin hızla küreselleştiği dünyada, maalesef nefret, korku ve hoşgörüsüzlüğün de küreselleştiğini'' belirterek, ''Bu süreçte toplumların birbirini daha iyi tanıması, yanlış anlamaların artık ortadan kalkması beklenirken, önyargı ve çatışmaların derinleşmesi gibi bir tehditle karşı karşıya bulunuyoruz'' dedi.Başbakan Erdoğan, İspanya'da düzenlenen Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'nun açılışında bir konuşma yaptı.

2005 yılında BM Genel Sekreterinin himayesinde İspanya ve Türkiye'nin başlattığı Medeniyetler İttifakı girişimin anlamlı kilometre taşlarından
birine daha ulaşmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Başbakan Erdoğan, foruma ev sahipliği yapan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez
Zapatero'ya ve ''ittifaka sahip çıkan ve her safhasında girişimi yönlendiren'' BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun'a teşekkür etti.

2 yıl gibi kısa sürede girişimin belirli bir olgunluğa ulaştığını belirten Başbakan Erdoğan, ittifakın, gün geçtikçe geliştiğini, 80 ülke
ve uluslararası örgütü bünyesinde barındıran Dostlar Grubunun, girişimin evrenselliğinin bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

Forumun, yakın geçmişte kaydedilen önemli gelişmeleri değerlendirmek hem de gelecek döneme ilişkin işbirliğini pekiştirmek bakımından önemli bir
imkan sağlayacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sermaye, bilgi ve değerlerin hızla küreselleştiği dünyamızda maalesef
nefret, korku ve hoşgörüsüzlük de küreselleşiyor. Bu süreçte toplumların birbirini daha iyi tanıması, yanlış anlamaların artık ortadan kalkması
beklenirken, önyargı ve çatışmaların derinleşmesi gibi bir tehditle karşı karşıya bulunuyoruz.

Oysa bilginin bu kadar kolay ulaşılabilir olduğu dünyamızda, kültürler ve dinler arasındaki mesafenin de daralması beklenmeli diye düşünüyoruz.
Ancak çok çeşitli sebeplerden dolayı bu mesafenin daralmadığını, tersine daha da açıldığını gözlemliyoruz.Dünya birbirine yaklaşırken ne yazık ki huzur ve barış aynı ölçüde sağlanamıyor. Bugün üzülerek söylüyoruz ki insanlığın müşterek değerleri yerine ayrılıklar ön plana çıkarılıyor. Ayrılıkların yol açtığı bir kör fanatizm dünyanın bir bölgesini acılar içinde bırakırken, başka bölgelerde toplumlar en azından şimdilik refah içinde yaşıyor.Fanatizm, bana göre hayat hakkını sadece kendimizde görmek, bu hakkı başkalarından esirgemek ve farklılıkların özgürce kendilerini dile
getirmelerine fırsat vermemektir. Dünyanın hangi ülkesinde, hangi inanç dairesine mensup olursa olsun dünyaya söyleyecek sözü olan herkes, fanatizmle mücadele etmek durumundadır.Çünkü hepimiz sadece kendimizden değil, herkesten, her canlının hukukundan sorumluyuz. Eğer biz sorumluluk mevkiinde bulunuyorsak, bütün içtenliğimizle, barışın, kardeşliğin, hukuk ve adaletin savunucuları olmak zorundayız.''


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Türkiye'nin AB'ye üyeliği, Medeniyetler İttifakının mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterecek, küresel barış ve
refaha eşsiz katkılar sunacaktır'' dedi. Başbakan Erdoğan, Madrid Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sahip olduğu konumla birlikte değindiği unsurlar birleştirilince ayrı bir anlam kazandığını belirtti.

Türkiye'nin büyük çoğunluğu Müslüman bir nüfusa sahip, serbest pazar ekonomisini dinamik bir biçimde uygulayan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin hem İslam Konferansı Örgütü'ne hem de NATO'ya üye olan, Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakereleri yürüten bir ülke olduğunu vurguladı.Bu özellikleriyle Türkiye'nin medeniyetler çatışması tezlerine karşı başlı başına bir cevap teşkil ettiğine işaret eden Erdoğan, bu bakımdan Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin geniş kitlelerce yakından takip edilen ve küresel planda derin yansımaları bulunan bir konu olduğunu söyledi.

''AB KARARLILIĞINDAN SAPMA YOK''

''Türkiye'nin AB'ye uyum açısından üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirme konusundaki kararlılığından hiçbir sapma yoktur'' diyen Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:''Türkiye, AB'den hiçbir özel kolaylık ya da muamele beklememektedir. Türkiye'nin AB'ye üyeliği, medeniyetler ittifakının mümkün olduğunu bütün dünyaya gösterecek, küresel barış ve refaha eşsiz katkılar sunacaktır. Böylelikle değişik kültür ve dinler arasında hissedilen kutuplaşmanın olağan değil, bazı kesimlerin tahrikleriyle istenen bir durum olduğu ortaya çıkacaktır.
Bu kaçırılmaması gereken tarihi bir fırsattır. Buradan çağrımız, bu eşsiz fırsatın görülmesi ve değerlendirilmesidir. Zira dini ve kültürel saiklerle Türkiye'nin önüne çıkarılacak her bir engel aydınlığa, uyuma ve hoşgörüye giden yolu kapatan bir duvarın taşları olacaktır.''

''KÜLTÜR VE İNANÇ TEMELİNDE TEDBİRLER GELİŞTİRİLMELİ''

Başbakan Erdoğan, dünya genelinde farklı kültürler ve inançlar arasında oluşturulmaya çalışılan kutuplaşma ve çatışmanın taşıdığı risklerin, kendilerini bugün kararlı adımlar atmaya mecbur bıraktığına dikkati çekerek, muhtemel risk ve tehditlerin ortadan kaldırılması için kültür ve inanç temelinde bir kısım tedbirlerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin farklı kültürler ve inançlar arasında uyumu sağlamaya, bu alanda duyarlılığı artırmaya çalıştığını, önyargı ve hoşgörüsüzlükle mücadele etmeye yönelik her girişim ve çabayı desteklediğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Burada önemli olan sınırlı imkanları en verimli biçimde kullanmak ve rekabet duygusuyla değil, insanlığa hizmet anlayışıyla hareket etmektir.
Bu vesileyle 2 gün önce ziyaret ettiğim Granada ilinde Endülüs mimari mirasının en nadide örneklerini yakından görme fırsatını buldum. Tarihte
Endülüs, İbni Rüşd gibi, İbni Firnas gibi, Muhiddin İbni Arabi gibi Batı dünyasının, bilim, felsefe ve kültür birikiminin oluşumuna özellikle
katkıda bulunan düşünürlere de ev sahipliği yapmıştır. Muasır bilimlerin öncülerinden olan, ömrünün önemli bölümünü 14. yüzyılda Endülüs'te
geçiren ve ölümünün 600. yılı geçtiğimiz yıl İspanya'da geniş biçimde kutlanan İbni Haldun da ortak kültürel mirasımızın bir parçasıdır.
Bizim ortak tarihimiz, çatışmalardan öte bir insanlık medeniyeti kurma mücadelesine sahne olmuştur. Bugün Elhamra Sarayı farklılıklarımızın
değil, ortak mirasımızın somut bir göstergesidir. Bu ortak mirası, ortak medeniyet mücadelemizi bugün de yaşatmak hepimizin sorumluluğundadır.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Temel amacımız, medeniyetler, kültürler ve dinler temelinde şekillenen önyargıları ve kutuplaşmaları gidermek, şiddet ve çatışma yerine barış ve işbirliğini hakim kılmaktır'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Medeniyetler İttifakı 1. Forumu'nun açılışında yaptığı konuşmada, dinlerin ana mesajının, aslında ortak olduğunu belirterek, bütün semavi dinlerin, yaradılışa uygun değerler bütünü sunduğunu anlattı.

Yaradılışın, yani fıtratın sesine kulak verilmese, değil insanın, hiçbir canlının hakkının, hukukunun korunamayacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Yaradılanı yaradandan dolayı seven bir anlayışla hareket etmeli, barış, hoşgörü, sevgi ve saygıyı herkes için geçerli kılmalıyız'' dedi.

''Farklılıkları 'öteki' olarak görerek dışarıda bırakmanın'', ayrışma, çatışma ve bölünmenin başlangıcı olacağını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Oysa asıl olan hayata, bütün yaratılmışlara, bir nazarla bakmak, çokluk içinde birliği tesis edebilmektir. Bugün insanlığın su kadar, ekmek kadar, hava kadar ihtiyaç duyduğu sevgi, şefkat, merhamet ve adaletin eksikliğini can yakıcı bir şekilde hissediyoruz.Artık gündelik hale gelen insani trajedilerde, acı bir şekilde tekrar tekrar bunu tecrübe ediyoruz. İşte Medeniyetler İttifakı Projesi, bu acılara son verebilmek, barış içinde bir arada yaşayabileceğimiz bir dünyayı inşa edebilmek umuduyla başlamıştır. Temel amacımız, medeniyetler, kültürler ve dinler temelinde şekillenen önyargıları ve kutuplaşmaları gidermek, şiddet ve çatışma yerine barış ve işbirliğini hakim kılmaktır.Unutmayalım ki Medeniyetler İttifakı, küresel bir soruna verdiğimiz, yine küresel bir cevaptır. Ancak, uzun vadeli, planlı ve kararlı bir çaba ile bu sınavın üstesinden gelebiliriz. Böylelikle sadece görünen sorunları değil, bunlara neden olan temel unsurları ortadan kaldırmaya yönelik adımları da atabiliriz.''

DAYANIŞMA VE İŞBİRLİĞİ

Dayanışmanın ve işbirliğinin öneminin burada kendiliğinden ön plana çıktığını anlatan Başbakan Erdoğan, ''Özellikle bu hedeflerin hiçbirini, kendi kendimize başaramayacağımız gibi, yeterli dayanışmayı sağlayamadığımız takdirde istediğimiz noktaya ulaşamayacağımız da açıktır'' dedi.Bu bakımdan bir taraftan, herkesin, kendi coğrafyasında gerekli duyarlılığı oluşturmaya ve gerekli tedbirleri almaya yönelirken, diğer taraftan da uluslararası düzeyde uyum ve işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''İşte Medeniyetler İttifakı bu noktada devreye girerek, uluslararası alanda önemli bir boşluğu doldurmayı, önyargı, hoşgörüsüzlük ve
kutuplaşma eğilimine karşı ciddi bir dayanışma ağı oluşturmayı amaçlıyor. Girişim giderek daha çok küresel nitelik kazanıyor. Sağladığı
işbirliği ile daha geniş kitlelere uzanıyor. Eyleme ve sonuca yönelik projeler, Medeniyetler İttifakı'nın kapsama alanını ve etkinliğini daha
da artırıyor. Nitekim bu forum sırasında resmen faaliyete geçirilecek olan medya ve gençliğe yönelik projeler önemli birer boşluğu
dolduracaktır.Çağımız bilgi ve iletişime dayalı olduğuna göre, yanlış algılamaların doğruya çevrilmesinde medyaya önemli görevler düştüğünü biliyoruz. Gerek yüksek düzeyli grubun hazırladığı raporlar, gerek uygulama planında bu boyuta ayrıntılı olarak yer verilmiştir.''

UZUN SOLUKLU GİRİŞİM


Medeniyetler İttifakı'nın, ileriye dönük, uzun soluklu bir girişim olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, ilk hedefin, kitlesel olarak gençler ve hemen bunları izleyen gelecek kuşaklar olduğunu bildirdi. Dolayısıyla genç nesillerin de kültürel farklılıklar karşısındaki uyum duyarlılığını artırmanın öncelikli bir husus olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

''Girişimin bu alanda da yapıcı faaliyet ve projeler içine girmesi, geleceğe yönelik olarak umudumuzu ve iyimserliğimizi korumaya yardımcı
olmaktadır. Bu adımlar ancak birer başlangıçtır. Önümüzdeki dönemde, bu projeleri yenilerinin izlemesi gerekecektir. Bu doğrultuda, kültürler
arası diyaloğun geliştirilmesine yönelik olarak katılımcı ülkelerce hazırlanması beklenen ulusal stratejiler şüphesiz önemli birer gösterge
teşkil edecektir.Bunlar bir taraftan yerel düzeyde önemli ihtiyaçlara cevap verirken, diğer taraftan da ortak bir küresel faaliyetin yapı taşlarını oluşturacaktır. Bu vesile ile Türkiye'nin de ulusal stratejisinin hazır olduğunu ve bunu forum sırasında sunacağını belirtmek isterim.
Stratejimiz, çoğulculuk, farklılıklara saygı, işbirliği, diyalog, insan haysiyetine saygı ve kadın-erkek eşitliği ilkelerine dayanmaktadır.
Bakanlıklar ve kurumlardan oluşan bir ulusal eşgüdüm komitesi, stratejinin uygulanmasına nezaret edecektir.Medeniyetler İttifakı Girişimi'nin hedeflerinin en geniş biçimde tanıtılması ve hayata geçirilmesi için hükümet dışı kurumlar yani sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve medya ile yoğun bir işbirliğine gidilecektir. Diyalog ve hoşgörü ortamının yerel ve uluslararası planda güçlendirilmesi için çeşitli konferanslara ev sahipliği yapılacaktır.''

Başbakan Erdoğan, konuşmasını, ''Bu yararlı foruma ev sahipliği yapan İspanya'ya, sevgili dostum Zapatero'ya, bu iki gün boyunca sürecek
çalışmalarda özellikle de medeniyetler ittifakının akil adamlar grubuna, yüksek düzeyli gruba şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, bundan
sonraki çalışmalarda başarılar dilerken, sizleri önümüzdeki yıl 2. forum vesilesiyle Türkiye'de görmekten duyacağım memnuniyeti ayrıca vurgulamak istiyorum'' sözleriyle tamamladı.

AJANSLAR