* Garanti Bankası'ndan bir mesaj aldım. Hesabımda bir sorun varmış. Şubemi aradım. Görüşmeyi aynen aktarıyorum: "Merhaba, bana bilgi işlem merkezinizden bir mesaj geldi. Sanırım hesabımda bir sorun varmış..." "Numaranı söyle!" Garanti Bankası gibi kurumsal imajı tavanlarda gezinen bir bankanın şubesinde telefonu açan ve müşteriyi karşılayan kişi müşterisine, kapısına gelmiş sokak satıcısı gibi davranıyor. Üstelik ona "Sen," diye hitap ederek: "Numaranı söyle!" Adını istediğimde bu kişi telefonu suratıma kapattı. Neyse ki şubemde asgari medeniyet düzeyinde çalışanlar da var ve işimi hallettim. Ama kusura bakmayın, yetmez. Roberto Carlos'a harcadığınız paranın bir kısmını da kadronuzu eğitmek için kullanın. Ve firmanızdaki insan kalitesini yükseltmenin yeni yollarını arayacak yatırımlar yapın. Paramızı emanet ettiğimiz bankayı aradığımızda özel muamele değil, ama asgari saygı görmek hakkımız.
* Digiturk'te sansür yetti artık! Her filmde dikkatimi çekiyor. Sahneler makaslanıyor, diyaloglar atlanıyor. Ben parasını verip Digiturk abonesi oluyorum. Sinema kanalı satın alıyorum. En azından Digiturk kanallarında her şeyi kesintisiz izlemek istiyorum. Bu benim hakkım. Filmleri makaslamayınız! "Sinemaya yatırım yapıyorum," diye bas bas bağıran bir kurum film makaslamaz. İkinci lafım da ulusal kanallarda sigara içme sahnelerini perdeleyen, 'bok' gibi basit küfürleri bile sessize alan, kesen zihniyete. Hem Kemal Sunal filmi gösteriyorsun hem 'eşşoğlueşşek' dediği yerleri kesiyorsun. Ve Türk gençliği kurtuluyor öyle mi? Komik oluyor arkadaşlar...
Yayın tarihi: 4 Ocak 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/04/cm/haber,FB1066CE65CD450E8A4C1AC5C694313F.html
Tüm hakları saklıdır.