Önceki gün kaleme aldığımız
"Kürtler ne istiyor?" başlıklı yazımıza farklı çevrelerden dikkate değer cevaplar geldi.
Kimse artık eskisi gibi öfkeyle, ön yargıyla soruna bakmıyor.
Bu çok sevindirici...
Bir okuyucunun da belirttiği gibi, cumhuriyetle yaşıt bu sorunun çözümünde Kürtlerden çok, Türklerin ne düşündüğü çok daha önemli ve belirleyicidir.
Gerçekten de öyle...
Baksanıza, 90'lara kadar bu topluma
"Kürt yok, Kürtçe yasak" denildiği için, şimdi onların
"var" olduklarını kabul ettirmek bile bir hayli zor oluyor.
İşte Türkiye'nin önünde,
"kendi yarattığı" bu zoru başarmak görevi duruyor.
Bu nedenle de Kürtlerin
"özerklik veya federasyon" taleplerini tek başına dile getirmeleri bir şey ifade etmiyor.
Asıl sorun Türkiye'nin bütünlüğünü savunan ve Türkiye partisi olduklarını ileri süren siyasi partilerin ne düşündüğü...
Örneğin mevcut siyasi partilerin programlarında bu konuyla ilgili bir açılım var mı?
Doğrusu madalyonun bu yüzü pek parlak değil.
Mevcut partilerin büyük çoğunluğu hala sorunu
"yok" sayıyor ve soruna sadece
"terör" meselesi olarak bakıyor.
Alın muhalefette yer alan iki önemli partiyi.
CHP ve MHP'nin bugün Kürt meselesi ya da kendi deyimleriyle
"Güneydoğu sorunu" ile ilgili geleneksel yaklaşımın dışında bir açılımları yok.
Bu konuda dikkat çekici çaba harcayan tek parti, AK Parti...
Ancak onun da klasik deyimle
"partiler üstü" veya
"milli mesele" denilen, daha doğrusu toplumun tümünü ve geleceğini ilgilendiren temel konularda "yalnız kalma" gibi ciddi bir sorunu var.
Tabii AK Parti
"yukarıda" yani siyasal arenada yalnız görünse de, tabanda büyük bir halk desteğine sahip.
Ama bu gerçek Türkiye'nin
"ortak akıl" ihtiyacını ortadan kaldırmıyor.
Bir siyaset uzmanı şöyle diyor:
"Bugün devlet aklı problemi var. Yani geçmişte bu ülkeyi yöneten Demirel'e, Ecevit'e, Erbakan'a, Türkeş'e kızabiliriz ama bunlar bir devlet aklını ifade ediyorlardı. Şimdi bu noktada problem var.
O zaman da hepsi ayrı dilleri konuşuyorlardı ama merkezde aynı yerde duruyorlardı. Böylelikle Türkiye'nin temel politikalarında savrulma olmuyordu. Beğenirsin ya da beğenmezsin kırılma yaşanmıyordu. Şimdi Kürtlerle, Alevilerle ilgili CHP başka, AK Parti başka, MHP başka bir şey söylüyor. Halbuki her iki mesele de bir devlet aklını gerektirir. Çünkü bu, milletin geleceğini ilgilendiriyor."
Türkiye, temel sorunlarıyla yüzleşmenin yaşandığı tarihi bir süreçten geçiyor.
Bu süreci sağlıklı geçirmemiz için, başta siyasal partiler olmak üzere herkese görev düşüyor.
Ortak çözüm bulmak da çok zor değil.
Merkez sağın deneyimli bir politikacısı şöyle diyor:
"Kürt meselesi, çok karmaşık bir sorun. Çözümü de çözümsüzlüğü de sadece bizi değil, bölge ülkelerini de, dünyayı da ilgilendiriyor. Sihirli, tek bir formül yok. Önemli olan öncelikle sorunun özgürce tartışılmasıdır. Kürt partileri tarafından önerilen eyalet ve federasyon sistemleri bizim yapımıza uygun değil. Ama tartışılmalı. Görünen en iyi çözüm yolu demokrasiyi yaygınlaştırmak ve yerel yönetimleri güçlendirmek. Bunu her ihtimalde yapmak zorundayız."
Yayın tarihi: 27 Aralık 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/27//haber,91110A84521E4D04B7BA14FD987570E7.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.