Mudo, İstinye Park'ta mini perakende zirvesini topladı

Perakendeciler buluşunca, hep böyle oluyor. İşler ne kadar zor giderse gitsin, piyasa ne kadar tıkanırsa tıkansın, yaptıkları işin doğasından olacak, ortam bir süre sonra neredeyse bir okul gezisine dönüşüveriyor. İşte Mustafa Taviloğlu da, badem şekeri, Hacıbekir lokumu, Türk kahvesi ve hatta erkek berberini hazır giyim ve aksesuvarla yan yana getirdiği İstinye Park'taki yeni konsept mağazasında, perakende sektöründe her zaman yan yana göremeyeceğimiz patronları buluşturdu.

Kimse kimseye rakip değildi
Önceki akşam saat 21.00'de müşterilerden özür dileyerek mağazayı kapatan Taviloğlu, bayramın son günü tek tek telefonla aradığı 100'e yakın dostunu bin 700 metrekarelik mağazasında canlı müzik eşliğinde verdiği yemekle ağırladı. Gecenin sonunda yaptığı kısa konuşmada da "Herkes dünya markası olmak istiyor, ben Türkiye'nin markası olmak istiyorum" dedi.
Alışveriş merkezlerindeki yerliyabancı kavgasının, yüksek kiraların, düşen kârlılıkların stresine rağmen perakendeciler, o gece ne piyasadan, ne dolar kurundan ne de elektrik zammından dert yandı.
Yıllar önce hazır giyimin yanına ev ürünlerini de koyarak farklılık yaratan Taviloğlu, bir kez daha farklı bir iş yapmış. Maslak mağazasının yanındaki Köşebaşı'nı saymazsak ilk kez bir Mudo'nun içinde restoran yer almış. Bebek Mangerie ile anlaşan Taviloğlu, burada alışverişle iç içe bir yeme içme mekânı da olsun istemiş.

İşi gücü bırakıp geldiler
Koleksiyonunu aksesuvar ve takı ağırlıklı olarak düzenleyen ve ayın üç haftasını Uzakdoğu, Hindistan atölyelerinde geçiren Emir Yargıcı, uzun süre sonra ilk kez perakendecilerin bir araya geldiği bir toplantıya katıldı. 16 mağazasıyla 'büyümemeyi' yeğleyen Yargıcı, yeni düzenlediği merkez binasının heyecanını yaşıyordu.
Herkesin ev tekstiline girdiği bir dönemde sessizliğe bürünen yılların markası Aykut Hamzagil de can dostu Taviloğlu'nun yanındaydı. Hamzagil'e, "Eskiden ev tekstili denince bir tek siz akla gelirdiniz. Şimdi niye ortalarda yoksunuz?" diyecek oldum. Hamzagil, bu işin ancak sevgiyle yapılabileceğini anlattı. Nişantaşı'ndaki mağazayı da kapattığını, çocukların pembenin, mavinin tonuyla uğraşmadığını söyledi, "Ama yüreğim yeni işler için atmıyor da değil" dedi.
Pek çok perakendecinin yabancı ortaklık için görüşmeler yaptığı bir ortamda Ayaydın Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın da markasına İtalyan ortak almasının yeni duyulmasıyla gecenin ilgi odakları arasındaydı.