kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Aralık 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Kim sivillere zarar verildiğini söylüyorsa yalan söylüyor

Yeni Haber
Başbakan Erdoğan, Kuzey Irak'a yönelik sınır ötesi operasyonun tek hedefinin PKK olduğunu belirterek, "Her kim Türkiye'nin Kuzey Irak'ta yaşayan sivillere zarar verdiğini, vereceğini söylüyorsa yalan söylüyor. Belli ki ortaya atılan iftiraların kaynağı yine terör örgütüdür" dedi.

Sınır ötesi operasyon için "geç kalındı, gereken yapılmıyor" eleştirilerine yanıt veren Erdoğan şöyle konuştu: "Siz bağcıyı mı dövüyorsunuz üzüm mü yiyorsunuz? Sizin derdiniz ne? Eğer yapılacak bir şeyler var da bu iktidar bunu yapmıyorsa gel onu söyle. Ama bunların ne yazık ki düşündükleri, üretecekleri bir projeleri de yok zaten. Sadece durmadan 'şunu niye yapmadılar bunu niye yapmadılar.' Ne yapacağız kardeşim varsa yapılacak bir şey söyle. Ama kusura bakma eğer hamaset istiyorsan, o senin işin biz hamaset yapmıyoruz. Biz iş yapıyoruz. Sadece avara kasnak gibi dönüp durdunuz, bir yere varmadınız. Devamlı tahrik eden taraf oldunuz, biz tahrik eden değil problem çözen taraf olduk."

KİM NE DERSE DESİN

Erdoğan, sınır ötesi operasyona ilişkin uluslararası desteğin olduğuna işaret ederek, "Bu noktadan sonra kim nasıl değerlendirirse değerlendirsin, biz hava harekatını da kara harekatını da uluslararası hukukun verdiği yetkiler çerçevesinde kullandık kullanıyoruz ve kullanacağız" diye konuştu.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, masum vatandaşlara, güvenlik güçlerine silah doğrultana, kurşun sıkana ''kader kurbanı'' gözüyle bakarak müsamaha gösteremeyeceklerini bildirerek, ''Türkiye'nin teröre karşı kendini savunma hakkı tartışılmazdır. Şu anda yapılan operasyon da bu hakkın kullanılmasından ibarettir'' dedi.

Erdoğan, yaklaşık 1 ay aradan sonra yapılan partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasına, milletvekillerinin ve vatandaşların Kurban Bayramını kutlayarak başladı. Bu bayramda toplumsal dayanışma ruhunun daha çok güçlendiğini, milletin yediden yetmişe kucaklaşma imkanı bulduğunu, ülkenin her köşesinde kardeşlik örnekleri sergilendiğini anlatan Erdoğan, deprem dolayısıyla Ankara'nın Bala ilçesindeki vatandaşlara da ''geçmiş olsun'' dileğinde bulundu.

Depremde can kaybı olmadığını hatırlatan Erdoğan, depremin ilk anından itibaren, başta İçişleri Bakanı Beşir Atalay olmak üzere tüm ilgililerin, Bala'da halkın yanında olduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan, toplumları yakınlaştıracak, medeniyetleri kaynaştıracak, önyargıları kıracak, mesafeleri giderecek bir iklime insanlığın bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu her zeminde seslendirdiklerini ve seslendirmeye devam ettiklerini belirterek, ''Cami, kilise ve havrayı yan yana hoşgörü içinde yaşatan yüzlerce yıllık tarihi tecrübesi, Türkiye'yi, çağımızın en büyük küresel barış projesi olan Medeniyetler İttifakının sembol ülkesi haline getirmiştir'' diye konuştu.

Bayramların, bu hoşgörü ikliminin, yardımlaşma, dayanışma ve kaynaşma duygularının her yere yayıldığı özel günler olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Kurban Bayramı bir kez daha göstermiştir ki Türkiye, 780 bin kilometrekare toprağıyla, 70 milyon vatandaşıyla bir bütündür, yek vücuttur, sarsılmaz bir kardeşlik iklimine sahiptir'' dedi.

Bayram dolayısıyla dünyanın en ücra köşelerine kadar Anadolu insanının merhamet ve şefkat elini uzatmasına vesile olan, Türkiye ile dünyadaki dost ve kardeşleri arasına köprü kuranların çabalarının da her türlü takdirin üzerinde olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Kızılay başta olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında zenginle yoksul arasında, olanla olmayan arasında bir 'merhamet köprüsü' olmayı başaran gönüllü kuruluşlarımıza, sivil toplum örgütlerimize özellikle teşekkür ediyorum'' diye konuştu. Erdoğan, Hristiyan vatandaşların Noel bayramı ile Musevi vatandaşların Hanuka bayramlarını da kutladı.

''GELİNEN NOKTADA 'YETER ARTIK' DEDİK''

Toplumsal dokunun bozulmadan korunmasının, gelecek nesillerin emniyet ve güven içinde yaşamasının, kadim değerlerin, insani meziyet ve geleneklerin gelecek kuşaklara intikaline bağlı olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Aksi halde, dünyayı bir çatışma alanı olarak görmekten, güçlü olanın zayıf olana tahakkümünden kurtulamayız. Bizim hükümet olarak, siyasi irade olarak bütün çabamız, milletimizin huzurudur, refahıdır, mutluluğudur. Ne yazık ki geçmişin büyük hataları, geçmişin büyük yanlışları bize ağır maliyetler ödetmiştir. Bu ülkenin evlatlarının bir kısmı, soğuk savaş yıllarının iki kutuplu dünyasında kurulan bazı tuzaklara düşmüş, ülkelerine bağlılıkları zedelenmiş, hatta anne ve babalarına bile küsmüşlerdir. Tezgahın gerisinde insanlık düşmanı arzularını gizleyen silah tüccarlarının, uyuşturucu tüccarlarının, terör tacirlerinin, uluslararası mafyanın kirli tuzaklarından, kimin ekmeğine yağ sürdüğünden bile habersiz bazı gençler, kendilerine de anne babalarına da bu ülkeye de büyük acılar yaşatmışlardır. Ne var ki masum vatandaşlarımıza, güvenlik güçlerimize silah doğrultana, kurşun sıkana 'kader kurbanı' gözüyle bakarak müsamaha gösteremeyiz. Gelinen noktada, terörün milletimize yaşattığı acılar için 'yeter artık' dedik ve Meclisimizin verdiği karar doğrultusunda, terörizmle mücadelede gereken her türlü adımı güçlü bir şekilde uygulamaya geçirdik.''

TERÖRLE MÜCADELE


Başbakan Erdoğan, hiç kimsenin kendilerinden, terörist saldırılara, bir çok insanın canına mal olan bu menfur eylemlere sessiz kalmalarını bekleme hakkı olmadığını söyledi. ''Türkiye'nin teröre karşı kendini savunma hakkı tartışılmazdır'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Şu anda yapılan operasyon da bu hakkın kullanılmasından ibarettir. İlk gün söylediğimiz gibi, sınır ötesi operasyonların tek hedefi, terör
örgütü PKK'dır.Fakat muhalefetin, maalesef bu konulara yaklaşımında, 'AK Parti veya AK Parti iktidarı, teröre karşı gerekeni yapmıyor veya geç kaldı. Terör için bu gibi adımlar mı atılmalı?' gibi, bu işi küçümseyici, 'Efendim, siyasi, diplomatik, askeri konularda gerekenler yapılmıyor' gibi hala bu tür yaklaşımlar içerisinde olması, gerçekten düşündürücüdür.Siz bağcıyı mı dövüyorsunuz, üzüm mü yiyorsunuz? Sizin derdiniz ne? Yapılacak bir şeyler var da bu iktidar bunu yapmıyorsa, gel onu söyle. Ama bunların ne yazık ki böyle düşündükleri, üretecekleri bir projeleri de yok zaten. Sadece durmadan hep 'Efendim işte şunu niye yapmadılar, bunu niye yapmadılar...' Ne yapacağız kardeşim? Varsa yapılacak bir şey söyle. O yapılacak olanı biz yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz, gel gör. Ne var söyle? Ama eğer hamaset istiyorsan, o sizin işiniz. Biz hamaset yapmıyoruz, iş yapıyoruz. Yıllar yılı bu ülkede sadece avara kasnak gibi bu işte dönüp durdunuz, bir yere varamadınız. Devamlı tahrik eden taraf oldunuz. Biz, tahrik eden taraf değil, problem çözen taraf olacağız. İşimizi biliyoruz. Yapılması gereken neyse, bunları düşünüyoruz, müzakere ediyoruz, tartışıyoruz, tüm güvenlik güçlerimizle, askerimizle... Ondan sonra da adımımızı atıyoruz. Bunları defaatle söylememize rağmen, hala 'ne yaptılar, ne ettiler...' Durmadan söylenen bu. Bunlarla bir yere varmak mümkün değil. Hala bunun üzerinden 'Acaba biz nasıl bir siyasi rant devşiririz?' Bunun gayreti içinde olmak, bunlar küçük hesap. Bu küçük hesapların içinde AK Parti olmayacaktır. Biz ülkemizde huzuru, barışı nasıl tesis edeceğiz, bunun gayreti içindeyiz.''


p Erdoğan, hem sınırı güvenli hale getirecek hem bölgeye huzur ve istikrar getirecek başarılı bir operasyon sürecinde olunduğunu belirterek, ''Şu andan itibaren kim, nasıl değerlendirirse değerlendirsin; biz, hava harekatıydı, kara harekatıydı, ne gerekiyorsa bunların hepsini uluslararası hukukun verdiği yetkiler çerçevesinde kullandık, kullanıyoruz ve kullanacağız'' dedi.

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, sınır ötesi operasyonlarla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Dost ve kardeş Irak halkına, Irak'ın toprak bütünlüğüne, ulusal birlik ve istikrarına olumsuz bir bakışlarının kesinlikle söz konusu olmadığını vurgulayan Erdoğan, tam aksine bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da dost ve kardeş Irak halkının huzur ve refahına katkıda bulunmayı sürdürmekte kararlı olduklarını söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine ve istikrarına büyük önem verdiğini ve bu doğrultuda desteğini de sürdürmekte olduğunu ifade etti.Uluslararası hukukun gereklerini de iyi bildiklerine, bundan kimsenin şüphesi ve endişesi olmaması gerektiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Siyasi, diplomatik, askeri, sosyal, ekonomik, bütün tedbirleri ele alarak biz bu adımı attık ve bu yola böyle çıktık, böyle devam ediyoruz. Ama bakıyorsunuz, önüne koymuşlar kağıdı, o kağıttan 'İşte filanca ülke, operasyonu şöyle değerlendirdi, filanca ülke operasyonu böyle değerlendirdi' Biz bütün bunların hepsinin görüşmesini yaptık. Şu andan itibaren kim, nasıl değerlendirirse değerlendirsin; biz, hava harekatıydı, kara harekatıydı, ne gerekiyorsa bunların hepsini uluslararası hukukun verdiği yetkiler çerçevesinde kullandık, kullanıyoruz ve kullanacağız. Burada şunun iyi bilinmesi lazım; asla sivil hedefler bizim hedefimiz haline gelmemiştir, gelmeyecektir. Hedeflerimiz tamamıyla terör kampıdır, terör kamplarıdır ve bu istikamette bu çalışmalar, bütün teknolojik imkanlar kullanılarak yapılmaktadır.''

Türkiye için artık tahammül edilmez bir hal alan bu yaranın kapanması ve ''bu urun bünyeden çıkarılması için'' Irak yönetimine defalarca taleplerini ilettiklerini, ancak bütün dünyanın, bu çabalardan insanların yüreklerini ferahlatacak bir sonuç alınamadığını bildiğini anlatan Erdoğan, ''Aksine hain eller; bu ülkenin gencecik fidanlarını kurutmaya, menfur cinayetlerine yenilerini eklemeye devam ettiler. Türkiye için sabrın tükendiğini, bıçağın kemiğe dayandığını hep ifade ettik. Bugün Türkiye, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine, sivil vatandaşına, üniformalı evladına, askerine ve polisine yapılan saldırılara karşı gereken cevabı veriyorsa, buna da bu saatten sonra kimsenin bir itirazı olamaz'' diye konuştu. Dünyada teröre ağır bedeller ödeyen pek çok ülke ve pek çok toplum bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, ''Eminim ki onlar bizim neler çektiğimizi, bu noktaya nasıl geldiğimizi çok iyi anlıyor'' dedi.

''ARAÇLARI YAKANLARI BAĞIŞLAMA HAKKIMIZ OLABİLİR Mİ?''

Erdoğan, dün akşam itibariyle, son günlerde yakılan araç sayısının 39'a ulaştığını belirterek, ''Bu araçların sahiplerinin ne günahı var? Bu araçlar kimindir, neyin nesidir? Niye bunlar yakılır? Şimdi bunları yakanları, bir vatandaş olarak bağışlamak hakkımız olabilir mi? Hele hele işin idari noktasında bulunanlar olarak buna seyirci kalmak mümkün olabilir mi?'' diye sordu.

Doğup büyüdüğü İstanbul'un Kasımpaşa semtinde ellerinde molotof kokteylleri ve bombalarla halkı sürekli taciz edenler olması ve bunlara karşı polisin elinden gelen tüm imkanları seferber etmesi karşısında ''Niçin polis böyle davranıyor?'' deme hakkı olup olmadığını soran Erdoğan, ''Bu hassasiyetler, ister istemez artık halkımızda da bizde de bir şeyler meydana getiriyor. Bütün bunlara rağmen biz diyoruz ki 'Duygusal olmayacağız ama gereken neyse bunu da kusura bakmasınlar yapacağız'. Bunlara ne mağdur ne masum diyemeyiz. Dersek, o mazlum durumunda olan insanlara haksızlık etmiş oluruz. Benim vatandaşımın yaşama hakkına, huzuruna kastedenlere, kusura bakmayın biz 'güle güle' diyemeyiz, gereken neyse bunu yapmak durumundayız. Çünkü mal, can, akıl, nesil, ecdat güvenliğini sağlamak bizim görevimizdir'' dedi.

''TERÖRİSTİN KÖKENİNE, IRKINA, KAVMİNE BAKMIYORUZ''

Erdoğan, aktif şekilde yürüttükleri diplomatik temaslar sonucu, uluslararası toplumun her zamankinden daha fazla Türkiye'nin haklılığını kabul etmeye ve bunu ifade etmeye başladıklarını gördüklerini anlattı. Erdoğan, ''Bizim komşularımıza yönelik hiçbir olumsuz veya hasmane girişimimiz olamaz. Ama Türkiye'ye karşı hasmane bir tutum içine girenlerin de Türkiye'nin gücünü, kararlılığını ve iradesini görmeleri, iyi anlamaları kendi yararlarınadır. Bizim hedefimiz, bir kere daha ifade ediyorum, sadece ve sadece Irak'ın kuzeyinde konuşlanan terör örgütü kampları ve mensuplarıdır. Biz teröristin kökenine, ırkına,
kavmine bakmıyoruz, bizim için terörist kim olursa ve neye hizmet ediyor olursa olsun teröristtir'' diye konuştu.

Milletin asırlar boyunca bir ırk, kavmiyet problemi olmadığını, farklı etnik kökenlerden, farklı kültürlerden, farklı inanç ve mezheplerden gelmiş, ama daima dost, daima kardeş, daima yoldaş olmuş bir millet olduklarına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bu milletin hamuru dostlukla, kardeşlikle, sevgiyle yoğrulmuştur; bir bütün olmuştur. Esasen bölücü, ayrılıkçı terör odaklarının bozmaya çalıştığı ahenk de bu değil midir? Şu bir gerçek ki bu hain odaklar sadece bu ülkenin gencecik yiğitlerini değil, bizim kardeşlik duygularımızı, millet olma irademizi, birlik ve dirliğimizi, toplumsal ahengimizi hedef alıyorlar. Sadece bizim vatandaşlarımıza değil, sınırın öbür tarafında bulunan, Kuzey Irak'ta yaşayan insanlara, dost ve kardeşlerimize de çok büyük zararlar veriyorlar. Bizim amacımız, terörü sadece ülkemizin sınırlarından değil, bu bölgenin yakasından söküp atmaktır. Bu ağırlığı, yıllar boyunca acılar çekmiş bu coğrafyanın üstünden kaldırmaktır. Bölgenin bir an önce istikrar kazanması, huzur ve refaha, gelişme ve kalkınmaya ulaşmasıdır.''

Erdoğan, terörist faaliyetlerin, sadece Türkiye'nin bazı bölgelerinin değil, Kuzey Irak'ın da gelişiminin önünde büyük engel olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:''Bu sonuca ulaşmak, en çok da Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın arzuladığı bir sonuçtur. Zira teröristler en çok o bölgenin insanına zarar vermişlerdir. Eğer bugün Güneydoğu Anadolu bölgemizde farklı bir girişimci gelip yatırım yapamıyorsa, bu endişeler sebebiyle yapamıyor. Eğer orası da bir huzur bölgesi olsaydı, inanıyorum ki bugün o bölgede de onlarca, yüzlerce girişimci gelip yatırımını rahatlıkla yapabilecekti. Ama bundan dolayı bu yatırımı yapamıyor ve sayılar istediğimiz miktarda olmuyor. Orada bir korku, orada bir umutsuzluk, bir güvensizlik iklimi ne yazık ki olduğu için gelemiyorlar. Bunu da terör örgütü özellikle istiyor. Oranın kalkınmasını istemiyor. Bu bakımdan bölücü PKK terör örgütünün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki vatandaşlarımın refahı, huzuruyla ilgili herhangi bir derdi yoktur. Bölgenin kalkınmasıyla ilgili derdi yoktur. Onun için de bugüne kadar o bölgede benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hiçbir zaman temsilcisi olmamıştır, olmayacaktır.''

''TERÖR ODAKLARININ DEZENFORMASYON ÇABALARI...''

Başbakan Erdoğan, ülkenin her karış toprağını ve her insanını bir bildiklerini, bu yola böyle çıktıklarını belirterek, ''Aramızdaki kardeşlik hukuku, ebedidir. Bu bizim o yüksek değerlerimizden geliyor. Aramızdaki vatandaşlık hukuku, hepimizi, bu ülkenin bütün evlatlarını eşitlemiştir. Bu ebedi hukuku bugüne kadar hiçbir güç bozmaya muktedir olamadı, inşallah bundan sonra da olamayacaktır'' dedi.

Türkiye'nin, Hakkari'den Edirne'ye 70 milyon vatandaşın anavatanı, yurdu, evi olduğunu ifade eden Erdoğan, hiç kimsenin, yapılan operasyonların sivil hedeflere yönelik olmadığı, olmayacağı konusunda kimsenin şüphesi ve endişesi olmamasını istedi ve her an bu konuları takip ettiklerini, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını bildirdi.

''Her kim, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta yaşayan sivillere zarar verdiğini, zarar vereceğini söylüyorsa yalan söylüyor'' diyen Erdoğan, ortaya atılan iddiaların, iftiraların kaynağının, yine terör odakları olduğunu, bu işin propagandasını böyle yaptıklarını kaydetti.Erdoğan, ''Hem sınırımızı güvenli hale getirecek, hem bölgeye huzur ve istikrar getirecek başarılı bir operasyon sürecindeyiz. Genel anlamda dünyada haklılığımız teslim ediliyor, kabul ediliyor. Türkiye, bu operasyonla ilgili daha önce hiç olmadığı kadar büyük destekler görüyor. İnanıyorum ki terör odaklarının dezenformasyon çabaları da karşılık bulmayacak, akim kalacaktır. Nimeti de külfeti de adaletle paylaşan 70 milyon insan bir ve beraber olarak aydınlık geleceğimize yürüyeceğiz'' dedi.

AJANSLAR