Fazıl Say'ın "Çekip gidebilirim" sözlerinin devamını bekledik. Madem yol açıldı, birileri çıkar, "Ben de gidebilirim" diyebilirdi. Ama yok olmadı... Bizim ünlülerin dünyasına baktım. Bir tek Hüsnü Şenlendirici var, "Yeter artık. Çok üzerime geliyorsunuz. Çekip gideceğim bu ülkeden" diyen... Onun da derdi ülkeyle değil, Deniz Seki'den dolayı magazin medyasıyla tabii. Yoksa niye gitsin ki? Bir de tersi var. Örneğin Tarkan, "Gelmem Türkiye'ye" demişti. 16 ay boyunca da gelmemişti, ta ki bedelli askerlik yasası çıkana kadar. Bütün çıkışlar bireysel yani. Geçenlerde yazmıştım; Fazıl Say'ın söyledikleriyle ilgili görüş almak istediğimiz 'sanatçılar' korkmuşlar, 'bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' diyerek bir kenara çekilmişlerdi. Ama yüz yüze konuştuğunuzda durum hiç de öyle değil. Herkes çok şikayetçi, herkes çok bunalmış durumda. Anlaşılamamaktan, değer Ama kimse gitmeyi de göze alamıyor. Çünkü burada kazanılan şöhretlerin, burada yapılan reytinglerin dünyanın hiçbir yerinde geçerliliği yok. Oralarda hiçbir şey buradaki kadar kolay ve tesadüfi olmuyor. Çalışmak lazım, üretmek lazım... Dolayısıyla hiç kimsede de sıfırdan bir hayat için cesaret yok. Bizimkiler, sadece dil öğrenmek için Los Angeles'a ya da Londra'ya falan gidiyorlar... Bir de turistik gezilere... Bu arada gelen mesajlarda Fazıl Say'ı, müziğini, dünya çapındaki başarılarını gözardı edip; "Kim bu adam? Türkiye'nin en popüler bayanıyla birlikte olup, gereken ünü sağladı, şımardı" diyerek onu sadece Hande Ataizi beraberliğiyle değerlendirenler de var ki, anlamak mümkün değil. Demek ki adam ta en başından derdini anlatamamış.
Yayın tarihi: 21 Aralık 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/21/gny/baliksirti.html
Tüm hakları saklıdır.