Bir insanı her şeye rağmen sevebiliyorsanız mutlaka evlenin!

- Bütün gazeteleri okur musunuz? Beraber takip ettiğiniz köşe yazarı kimdir mesela?
- E.G: Bütün gazeteleri okuyoruz. Daha çok internetten takip ediyorum. Perihan Mağden'i ikimiz de severiz, Murat Belge'yi okuruz. Oktay Ekşi'ye mutlaka bakarım. Yavuz Donat'a da... Aslında hepsine bakarım. Bir sürü dostum var, haksızlık olur.
- G.G: Bu aralar Engin Ardıç'ı çok okuyorum.

- Çocuklarınız evlenme yaşına gelmiş. Onlara evlilikle ilgili neler söylüyorsunuz?
- G.G: Bütün gençlere evliliği tavsiye ederim. Bugün bir evlilik kurumunu denemekte yarar var. İnsanlar çok yalnız yaşıyorlar. Özellikle büyük şehirlerde yalnız insanlar çoğaldı. Evlilikte iyi bir arkadaş bulma şansınız vardır. Ama evlenmezseniz bu şansınız daha azalıyor. Bir insanı her şeye rağmen sevebiliyorsanız, arkadaş olabiliyorsanız, mutlaka evlenin!

- Birbirinizi nelere rağmen sevdiniz?
- E.G: Davetiyemizi ben yazmıştım. 'Kaderde, kıvançta ve tasada, ortak bir yaşamın ilk adımında...' diye başlıyordu. Gerçekten öyle oldu. Kıymeti bilinirse, hayata karşı dayanışma olursa, evlilik yürüyor.

- Ertuğrul Bey işi eve getirir mi?
- G.G: Fikir sorar tabii. Ben de işimle ilgili pek çok şeyi danışırım ona.
- E.G: İki insanın birbiriyle her şeyi paylaşması değil midir evlilik?
- G.G: Sıkıntıları paylaşıyorsunuz, azaltıyorsunuz, sevinçleri paylaşıyorsunuz, çoğaltıyorsunuz..

- Evdeki beraberliğiniz yüksek sesli midir? Sessiz, sakin bir deniz gibi midir?
- G.G: Evimiz çok seslidir. Temizlik yaparken mesela yüksek sesle müzik dinlemeyi çok severim, enerjimi yükseltir.
- E.G: Ben daha sessizlikten yanayımdır. Bazı şeyler batar da. Televizyonda saçma sapan bir şey varsa, sinirlenir, "Bunu izlemeyin," derim.