Var mısın? Yok musun?

Reytingler tavana vuruyor, Acun bunu hep yapıyor! Ama laf aramızda, şu 'acıların televizyonu' halimizi benim aklım basmıyor! Ta Televole zamanından beri hayatımızda, evimizin göbeğinde Acun Ilıcalı. Sempatik, girişken, sizi şaşkınlığa sürükleyecek kadar rahat tavırlı bir adam. Hani şu geniş insan cinsinden. Yıllarca dünyanın dört bir yanını gezip 'Acun Firarda'ladı. İngilizce'si Bodrum Çarşı'da kız tavlamaya çalışan yurdum erkeğinin İngilizce'sinden bir gram öteye gidemedi ama o iplemedi. (Geniş adam dedik ya!)

ÇETİN'İN 'FİLM GİBİ'Sİ KIVAMI...
Aldı mikrofonu, topladı bikinili, minili kızları 'Miami senin, Cannes benim' çekti babam çekti. Kimi çok sinirlendi bu çok gezen ve hafif eğlencelik işlerden öteye gidemeyen bu adama. Kimi de pek beğendi! 'Bizim çocuk' dedi! Tabii televizyon dünyası için en önemlisi neydi? Cevap: Sponsorlar onu çok sevdi! Ve reyting tanrısı da! Survivor, Fear Factor falan derken şimdi de ekranlarımıza 'Var Mısın? Yok Musun' rüzgarı estiriyor Acun. Hayatının reytingini alıyor! Nedir 'Var Mısın? Yok Musun?'; bir yarışma programı. 20 tane, içi küçükten büyüğe para dolu kutu var. Yarışmacı bir kutuyu oyunun başında tutuyor. Amaç: Kendi kutusundaki parayı tahmin edip, bankayla pazarlık yaparak kazanacağı parayı en yükseğe çıkartmak! Şimdi bu yarışmanın yurtdışı formatında eğlence var! Ya bizde? Gözyaşı, bir türlü kutuyu açmamalar, fona müzik döşeyip seyirciye neredeyse acı çektirmeler var! Hani biraz Sinan Çetin'in 'Film Gibi'si kıvamı. Ama bakın Acun reytinglere doymuyor işte! Kendisini tebrik ediyoruz da sormadan duramıyoruz; neden televizyon seyircileri olarak acı çektiren, üzüntü veren, bünyeyi rahatlatacağına geren işleri seviyoruz? Acaba bu işlerde kendi dünyamızı mı buluyoruz? Eğlenceden bunu mu anlıyoruz? Neyse bari arayalım da programın her şeyi Acun'a soralım! Zırrrrr... zırrrr...

* Acun merhaba, ben Ayşe Özyılmazel. Sana birkaç soru sorabilir miyim?
Merhaba, tabii sor!

SAMİMİYET HER ZAMAN İŞ YAPAR!

* Yeni programınla reytingleri tavana vurdurdun? Sırrın ne?
Doğru proje seçiyorum ve çok asılıyorum projeye. En ince detaya kadar bakıyorum. Butik iş yapıyorum yani.

* Özellikle bu yarışmayı seçmenin nedeni nedir?
Dünya televizyonlarını çok takip ederim ve kendim beğendiğim için seçtim. Çünkü ben de Türk halkının içinde bir insanım. Ben beğeniyorsam halk da beğenir.

* Bu programın orijinali daha eğlenceli. Bizde niye böyle drama dönüyor? Seyirci mi istiyor?
İzleyici dramdan memnun oluyor diyemem. Sizin dram dediğiniz belki de ortamdaki samimiyetin seyirciye geçmesi. Bu insanlar her gün beraberler ve gerçekten paraya ihtiyaçları var... Samimiyet her zaman iş yapar. Bizde yalan yok!

* Peki yarışmadan sonra paraya bakışın değişti mi?
Tabii... 8-10 milyarın ne kadar değerli olduğunu bu yarışmada gördüm! En etkilendiğim şey, bir polis memuruna 15 milyar teklif ettiğimde "1 yıllık maaşım" demesiydi.

* Reytinglerin şahane, peki günün sonunda kendini beğeniyor musun?
Evet! Ben kalbinde zerre kötülük olmayan bir adamım. Bu projede kalbimdekinin ekrana yansıdığını düşünüyorum.