"Ne kimyasal silahlar! Ne de Irak'ta
Saddam yönetimin devrilmesi! Irak'taki işgalin ana sebebi
petroldür..."
Bu sözler küresel para tacirlerinin kendi jargonlarıyla
'ihtiyar kurt' dedikleri efsane
FED Başkanı
Alan Greenspan'e ait. Greenspan geçen yaz başında Irak'la ilgili bir konuştu, tüm dünya sustu!
Irak, petrol zengini bir ülke...
Savaş döneminde bile günde 2 milyon varil petrol çıkıyor. Beş parasız Irak Bölgesel Yönetimi ise günde 1 milyon varil petrol çıkarmak için çırpınıyor. Gelin görün ki, kimse Irak'ın asıl zenginliğini tartışmıyor! Irak, doğalgaz zengini. Hâlâ bir santimetreküp doğalgazı n çıkarılmadığı bir pazar. Bakir mi bakir.
Bu durum dev petrol şirketlerini çıldırtmaya yetiyor. Çoğu şirketin gözü dönmüş, deli gibi Irak'a asılıyor, strateji geliştiriyor.
Çünkü Irak'ta petrol piyasasının gerçeği işliyor. Dev şirketlerin yolu belli!
Devler, bakir pazarlara önce
taşeronları yerleştiriyor, arkasından da kendileri gidiyor.
O yüzden büyük oyuncular ortalıkta görünmüyor, taşeronlar imtiyaz anlaşması imzalıyor.
Irak'ta petrol devlerinin oynadığı büyük oyunda başı petrol şirketleriyle birlikte hareket eden bölgesel yönetim çekiyor.
Her şeyin farkında olan merkezi hükümet ise çaresiz bu oyunu izliyor.
Sözü uzatmayalım.
Kritik soruyu soralım.
Öyle ya, "Irak'taki petrol uluslararası piyasalara nasıl taşınacak? Uluslararası sulara hangi boru hattıyla ulaşacak!"
Sözün özü, zaten Irak Merkezi Hükümeti ile bölgesel yönetim arasındaki kavganın ana nedeni de bu.
Sonuçta petrolü uluslararası piyasaya ulaştırmanız için devlet olmanız şart. O yüzden merkezi hükümet, kendi inisiyatifi dışında petrolle ilgili hiçbir adım atılmasını, hiçbir anlaşmanın onaylanmasını istemiyor.
Ama federal yönetim başına buyruk!
Bildiğini yapıyor.
Niye mi?
Irak Anayasası'nda federal bölgeye öyle yetki verilmiş ki, merkezi hükümetin dediğinden daha çok federal hükümetin dediği oluyor. Dünya devleri merkezi hükümet ile değil bölgesel yönetim ile çalışıyor.
Bölgesel yönetim, Kuzey'deki petrol sahaları için pek çok şirkete imtiyaz üzerine imtiyaz veriyor. Bu işi yaparken Irak Anayasası'ndan aldığı gücü öne sürüyor.
Çoktan kendi içinde
"Bölgesel Petrol ve Gaz Konseyi'ni" kurmuş. Üstelik Süleymaniye ile Erbil'de kurduğu '
KEPCO' şirketi kanalıyla kendi açısından çok parlak(!) anlaşmalar yapıyor.
Diyor ki;
"Yaptığımız imtiyaz anlaşmasında gelirin
yüzde 51'i petrol şirketinin
, yüzde 49'u ise merkezi hükümetin olur. KEPCO, bu yüzde 49'luk pay içinden
yüzde 17'lik petrol paylaşım hakkını alır. Ayrıca KEPCO olarak
yüzde 51'lik petrol şirketi gelirinden de ayrı pay ister.
Yayın tarihi: 13 Aralık 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/13//haber,749DCF2BD50645468C4C04A634B79636.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.