21'inci yüzyılda geldiğimiz noktaya bakar mısınız? 'Hurda sevgilerden, birinci el aşklar' yaratmaya çalışıyoruz. Ama insan bir taraftan da düşünmüyor değil. "Sevginin hurdası olur mu?" Bu sorunun cevabı kimilerine göre "Evet", kimilerine göre ise "Hayır"dır. O zaman da insanın aklına şu soru gelip takılıveriyor: "Hurdaya çıkan yalnızca sevgilerimiz mi? Peki ya biz insanlar?" Bence en büyük kabahat bizim. Esas hurdalığa çıkan bizleriz! Cinsel yönden 'beden'lerimizi mutlu ederken, 'ruh'larımız olur olmaz insanlarla sevişmelerimizin 'ceremesini' çekiyor. Ruh, bedenden daha önce kirleniyor. Ondan sonra da kirlenmiş bir ruhla, 'ikinci el aşklar' yaşıyoruz. Yaşadığımız gibi de, ikinci el aşklara 'mahkum' oluyoruz. Oysa şu gerçeği bilmeliydik ki, ikinci el aşklar işe yaramaz. İkinci el aşklarıyla mutlu olmuş insanların sayısı; bir elin beş parmağını geçmez. Mutlu olduğunu iddia edenler ise; 'tensel dokunma'ları aşk sandıkları içindir. Halbuki aşk bambaşka bir duygudur. Bir şeyin 'en saf' halidir. Aşık olan kişi 'duygu'larına gem vuramaz. Ama gelin görün ki bence; hayatında birkaç kez aşık olan birisi, 'uçkur düşkünü' olan insandır. Bir bayan okuyucum haklı olarak soruyor: "Günümüz erkeklerine ne olmuş böyle? Kiminle sevgili olmaya kalksam, daha o günün akşamı yatağa atmak istiyor."
Her ay aşk kazası
Ben, bu tip erkeklere 'aceleci herifler!' diyorum. Bu tip 'eşek erkek!'lerin aklına ne yazık ki 'karpuz kabuğu!' sokulmuş. Kulaklarına 'kar suyu!' kaçırılmış. Bu aceleci heriflerin hemen hemen hepsi 'seks beklentisi' içine sokulmuş. Bu adamlar hasbelkader biriyle ilişkiye başladıklarında da, akıllarından şu soru geçmekte: "Acaba ne zaman sevişeceğiz?" Halbuki eskiden böylemiydi. 'Yatak odası'na gitmeden önce, kızın 'gönül odası'na girilmeye çalışılırdı. Onun aşkından 'deli divane' olunurdu. Peki ya şimdi? Üzülerek belirtmeliyim ki, bu işin artık şimdisi mimdisi kalmadı. Ortalık 'her ay aşk kazası!' yapan insanlardan geçilmiyor. Böylece aşklar sahipleriyle birlikte hurdalığa düşüyor. Daha sonra da hurdalıktan 'ikinci el aşkları' bulup çıkarıyoruz. 'Kelepir!' fiyatına satın alıyoruz. 'Birinci el aşkımıza' gösterdiğimiz değeri göstermiyoruz. Bana göre, ikinci el aşkların bir özelliği daha var; o da şu: "Ruhu değil, bedeni tatmin ediyor!" Oysaki ilk aşkımız böyle miydi? Bedenimizden önce ruhumuz tatmin olurdu!
Yayın tarihi: 13 Aralık 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/13/gny/haber,2E73F88C620649BC97A92EC424F083B3.html
Tüm hakları saklıdır.