Şu bir gerçek ki, feministlerin Türk erkeğine yaptığı en büyük iyilik; bazı kadınların bekaret ve sekse olan bakış açılarını tamamen değiştirmesidir. 'Cinsel özgürlük' ve 'eşitlik' sarhoşluğu içine giren bazı Türk kadınları, bu sefer de Türk erkeğini 'zevkten sarhoş' etmeye başladı. Zevk almak için sevişmeyi öğrenen uçkur düşkünü bu kadınların, ne yazık ki zaman içinde 'beyinsel defoları' da ortaya çıktı. Böylelikle 21'inci yüzyıl; 'beyinsel bekaret!' ini kaybeden 'arıza kadınlar'ın varlığına tanıklık etmeye başladı. Peki, kim bu arıza kadınlar? Bu tip kadınları nasıl ayırt edebilirsiniz? Arızalı kadınların ortak özelliği ne? Bir kere baştan şunu söylemeliyim ki; arıza kadın, onlarca kez beyinsel bekaretini kaybeden kadına denir. Bu tip kadınların ortak özelliği ise önlerine gelen her erkeğe 'aşık!' olmak, aşk adına 'cinselliğin fitilini' ateşlemektir. Bu kadınların ortak diğer bir özelliği daha var ki, doğrusu bu özellik insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor da artıyor. Arıza kadınların çoğu 'yalnız' ve hemen hemen hepsi daha önceki ilişkilerinden 'nem!' kapmış. Nem kapmak ne anlamı mı geliyor? Şu anlama geliyor:
Adamın günahı ne? İnsanoğlu bir metal değildir; yani işledikçe parıldamıyoruz. Tam aksine kendimizi birilerine kullandırdığımız sürece paslanıyoruz! Bu yüzden de her kadın, biten bir ilişkinin ardından şöyle ya da böyle, olumsuz etkilenir. Biten bir ilişkinin kadına kattığı artı değer neredeyse 'sıfır'dır. Sakın beni yanlış anlamayın! Cinselliğin kadına kattığı artı değerden bahsetmiyorum. O artı değerin zevki anlık olduğu için, ben biten ilişkinin sonrasından bahsediyorum. Biten her ilişkinin ardından kadın sorgulamalar içine girer. Şöyle ki: "Ben ne yapıyorum? Bu kadar basit bir kadın mıyım ki her önüme gelen erkekle yatıyorum?" En sonunda da o kadın için yaş otuzu geçer ve yalnızlığın pençesiyle boğuşan kadın kendisine şu soruyu sorar: "Ben nerede yanlış yaptım?"
Moloz kalıntılar Önceki ilişkilerin kadına kattığı eksi değer, yeni ilişkinin önünde moloz yığını gibi durmaktadır. Kadının üzerine daha önceki ilişkilerinden yığılan moloz kalıntılarını gören yeni erkek de, kadının arkasından şu lafı söylemektedir: "Amma arıza bir kadına çattım!" Peki bu sözü dillendiren adamlar haklı mı? Hiç kimse kusura bakmasın, bence yerden göğe kadar haklılar. Çünkü; geçmişi süsleyen hayalet erkeklerin kadının beyninde bıraktığı o kalıcı hasarla hiçbir erkek yaşamak istemez. Bunu anladığı ilk anda da erkek, arkasına bile bakmadan kaçmak ister. Kaçarken de arıza kadına şu sözü söyler: "Hadi güzelim! Sen yoluna, ben yoluma."
Yayın tarihi: 29 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/29/gny/haber,DF57FCF7EB284E2AB670E6FDBD76F843.html
Tüm hakları saklıdır.