Kadın tasarımcı çok

* Tasarım departmanı, 30'dan fazla ülkenin tasarım okullarıyla iletişimde. Her yıl, mezun olan öğrencilere ait yüzlerce dosya akıyor IKEA'ya. İskandinav kökenine karşılık tasarım ekibi çok uluslu. Esas takımda 16 kişi var ama dünyanın çeşitli yerlerinden 100'e yakın free lance tasarımcıyla da çalışıyorlar. Tasarımcılarının siyah beyaz resimlerini kataloglarda kullanıp onları meşhur etmekten de kaçınmıyorlar.

* IKEA'cılar, bir çiftin birlikte bir eve taşınmasından sonra erkeğin eve getirdiği eşyaların neredeyse tamamının bir yıl içinde evden atılmış olduğuna dikkat çekiyor. Ev eşyalarının alımına %80 oranında kadınlar karar veriyormuş, dolayısıyla da kadın tasarımcılar ekipte ağırlıkta. 30 yıldır çalışan tasarımcılar var. Eskiden elle çizim yapıp elle boyarken artık bilgisayarda çok daha hızlı sonuca ulaşıyorlar. İlk örnek çizimden, ilk parti mal yüklenene dek kendi ürünlerini hepsi yakından izliyor. Temel ilke aynı: İşlevsel olmalı, ucuz olmalı, güzel olmalı ve dünyanın her yerinde kullanılabilmeli.

* İlham aldıkları yerler sanat müzeleri, müşteri istekleri, çeşitli dükkânlar, kısaca yaşamın her alanı. Tüm tasarımcılar çeşitli ülke halklarının nasıl yaşadığını gözlemliyor. Yine de IKEA'nın trendlerle yakından ilgilendiğini söylemek doğru değil, çünkü onları ilgilendiren temel ihtiyaçlar. Yani trend ne olursa olsun insanlar yemek yiyor, yemek yapıyor, uyuyor, banyo yapıyor. Yuvarlak ya da keskin hatlar ve kimi renkler trendlere göre belirlenebiliyor ancak temel tasarımlar neredeyse yarım asırdır aynı. Tabii, kimi yerel tadları da eklemekten kaçınmıyorlar. Mesela 27 yıldır IKEA'da çalışan ve 2000'in üzerinde tasarımı satışta olan Anna Efverlund, daha önce Hint motifli yastıklar üretmiş ve bundan sonraki tasarımlarında Türk motiflerinden de yararlanacağını belirtiyor.

* Ürünlerin isimlendirilmesinin de bir sistemi var. Mesela banyolarda Norveç göllerinin isimleri kullanılırken mutfaklara erkek, yatak odalarına kız isimleri veriliyor. Yataklar, İsveç kentlerinin adlarını taşıyor. İsveççe kelimelerin başka bir dilde uygunsuz bir anlama gelip gelmediği de titizlikle kontrol ediliyor.