Beşiktaş Bursa'da, taraftarı İstanbul'da. Gerekçesi ise
"Beşiktaş taraftarının can güvenliği yok." O zaman sormazlar mı;
"Devlet nerede?" diye. O zaman da şunu demezler mi,
"Bursa'da can güvenliği yoksa bu maç neden bir başka saha da oynanmıyor?" Sahi... Futbolcuların can güvenliği garanti altında mı?
Beşiktaş'ın o büyük takım olma kariyeri ayaklar altına alınıyor ama Başkan Yıldırım Demirören'den tek kelime yok. "PAF takımını sahaya çıkarırım, ligden çekiliriz" gibi zart-zurt demeçler veren başkanın bu konudaki tavrı yetersiz. Beşiktaş taraftarının maçı izlemesi gereken tribüne gidip, yalnız başına maç izlemek demek,
"Bakın benim halime. Taraftarımı getiremedim, tek başına ben geldim" demektir. Bu mesaj da Beşiktaş'a çok büyük zarar verir. Oysa başkan,
" Devletin can güvenliği garantisi vermediği ve taraftarımın bu maçı izlemesine yasak konulduğu Bursa'da sahaya çıkmıyorum" deseydi... İşte o zaman bütün Beşiktaşlılar, Başkan Demirören'in etrafında kenetlenirlerdi. Bunun adı da
'Beşiktaşlı duruşu' olurdu. Şimdi ne oldu?
Başkan Demirören'in karizması bir kez daha yerle bir oldu.
MESAJ: Şu Beşiktaşlılar'ı utandıran Rize ve Sebat maçlarını ısrarla yazan ve gündeme taşıyan tek yazar olarak şunu diyorum: Bursaspor taraftarının, Beşiktaş'a duydukları öfkeye asla kızmıyorum, saygı duyuyorum. Ama buradaki çok ince fark şurada; hiçbir takım, bir başka takıma, yani bir camiaya kırılıp, küsemez. İntikam çığlığı da atamaz. Öyleyse kurumları değil kişileri eleştirelim.
O olayın yani Bursaspor'un küme düşmesine neden olan o günkü Beşiktaşlı yöneticilere kızalım. Zaten o kişilere herkesten önce Beşiktaş camiası kızıyor...
Bugünkü Tüm Yazıları
Başkan olsam şunu derdim: Beşiktaş bu maça çıkmıyor!
Yayın tarihi: 7 Aralık 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/07//kanat.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.