Şaş kime kızgın?

Hasan, Şükür ve Lincoln'le birlikte Kalli'ye ve bazı yöneticilere karşı savaş açmıştı Ötekiler davaya ihanet edince Şaş çıldırdı

Çakar senaryo yazıyor. G.Saray'da böyle şeyler olmaz. Hasan artık yoğun maç temposunu kaldıramıyor ve sinirleniyor


İskender Günen'in özel sağlık sorunları nedeniyle aramızda olamadığı Serbest Kürsü'de SABAH Spor'un dev yazar kadrosu gündemdeki olayları ve G.Saray- F.Bahçe derbisini masaya yatırdı.

* Editör: Hasan Şaş'ın İstanbul BŞB maçında hakeme itiraz etmesi sonucu gördüğü kırmızı kart ve ardından gideceğini söylemesi gündeme damgasını vurdu. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Hasan neden bu kadar sinirli?
*Levent Tüzemen: Hasan üst üste çok maç oynadığı zaman ağır bir yorgunluk yaşıyor. Zaten bu yorgunluğunu kontrol edememenin sıkıntısıyla kendini oyundan attırdı. Ben, söylediklerinin ise buza yazı yazmak gibi olduğunu düşünüyorum. Ama perde arkasında bir yönetici Hasan'a ne söyledi? Onu araştırmak lazım.
* Editör: Ne söyledi?
* L.T: Hasan'a "Defol git" dendiği konusunda ciddi iddialar var.
* Kazım Kanat: Ben de Hasan gibi Akdenizliyim. Birbirimizi iyi biliriz. Hasan, Brezilya'ya gol attı, sanki dünyanın en kolay işini yapmış gibi gülerek sakin sakin santraya geldi. Futbolcu gole nasıl sevinir? Aynı Hasan, G.Saray'ın Avrupa maçında reklam tabelasına vururken az kalsın ayağını kırıyordu. Yani Hasan duygularını dengelendiremeyen biri. Bu yaptığı asla hakeme değil. G.Saray başkanına ve Feldkamp'a yapıyor bu hareketi. G.Saray'da sezon başında gençleştirme yapıldı ama yaşlı bir hoca geldi. Şimdi Hasan Şaş ile Hakan Şükür de gönderilecek. Hakan Atina'da geri adım attı, boyun eğdi. Feldkamp'a sarıldı, Polat'la öpüştü. Hasan'ın tavrı net ve delikanlıca.
* Ahmet Çakar: Hasan'ın delirmesinin nedeni Hakan Şükür ve Lincoln'dür. Hakan ve Lincoln'ün yönetimle yoğun problemler yaşadığı gecelerde, kapalı kapılar ardında Hasan'ın da bulunduğu ortamda dava üzerine ant içildi. Feldkamp ve bazı yöneticilere karşı üstü açık ve kapalı bir savaş açıldı. Ama, önce Lincoln sonra da Hakan Şükür, Hasan tarafından 'yalakalık' olarak adlandırılabilecek geri adımlar atınca Hasan iyot gibi açıkta kaldı. Şükür ve Lincoln davaya ihanet etmişti. Olayın direkt içinde olmayan Hasan hala direniyordu. Reaksiyon kesinlikle hakeme değil. Reaksiyon, aldatılmış bir genç adamın öfkesiydi.
* Editör: Sayın Çakar, yani siz Hakan, Lincoln ve Hasan'ın başını çektiği bir grubun belli yöneticiler ve Kalli'ye karşı direniş içine girme kararı aldıklarını ve önce Lincoln sonra da Hakan'ın sulh yapmış gibi görünmeleri üzerine Hasan'ın çıldırdığını mı düşünüyorsunuz?
* A.Ç: Aynen öyle! Yoksa Hasan'ın hakeme yaptıkları 50 kere kırmızı kart... Hiçbir şey Hasan'ı şimdiye kadar böyle delirtmedi. Daha da önemlisi maç bitmiş, aradan bir saat geçmiş herkes sakinleşmiş ama Hasan hâlâ Kuzular'ın Sessizliği'ndeki Hannibal Lecter gibi.
* K.K: Hasan bu olayı Atina'da kafasında planladı ve bu maçta uygulamaya geçirdi.
* L.T: Bunlar senaryo.

"ÇAKAR VE KANAT'IN SENARYOSU"
*Gürcan Bilgiç: Bir sefer televizyonda Hasan'ı tavla oynarken gördüm. Gele attı ve sinirden sandalyeden düştü. Karşımızda, kaybetmeyi kabul edemeyen ve bu hırsıyla yanlışlarda boğulan biri var. Hasan ilk kez bunları yapsa, anlatılan komplo teorilerine inanırım. Ancak Hasan her sezon en az 2-3 kere bu tip olaylardan kart görüyor, sahadan atılıyor. Ya kendini tutar ya da onu sahada tutmazlar.
* L.T: Ahmet Çakar'la Kazım Kanat'ın söyledikleri tam bir senaryo... Kendileri yazıp kendileri oynuyorlar. G.Saray'da bu tür işler olmaz. Çünkü hiçbir futbolcu G.Saray'dan büyük değildir. G.Saray camiasına ateş etmeye kalkan oyuncu hemen kapı önüne konur. Tarihte bunun birçok örneği var.
*K.K: Hasan Şaş diyor ki: "G.Saray'ı da bırakırım, futbolu da..." Bu, hakem kararına tepki değil. Bir duruşa tepki. G.Saray camiasından dışlanmaya ve yalnız bırakılmaya verilen tepki. Çakar'ın söylediği gibi Hasan, Hasan Şükür'ün değişen tavrını hazmedemedi.
* G.B: Türkiye'de malesef belli futbolcular kulüplerinde önemli kazanımlar elde ettiklerinde ve yaşları ilerlediğinde kendilerini fenafillah sanıyorlar. Tanju'nun "Ben kralım" diyerek tesislerde silah atması, Rıdvan'ın zamanında Osieck'e 'gider' yapması, Sergen'in yönetime ve hocalarına yaptıkları var. Hakan Şükür bu konularda zaten tartışılmaz.