kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Aralık 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Getir güzel aşk filmi senaryosu yarın oynayayım!

ŞİRİN SEVER
Kabadayı hikâyesi aşk dizisine dönüştüğü için "Bana müsaade," diyen Kadir İnanır: "Bu ülkede bir daha çekilemeyecek en büyük aşk filmlerini ben çekmedim mi? Niye aşk filmi çekmeyeyim! İyi senaryo getirin, söz hemen yarın çekeyim. Burada mesele başka!"..
Ben böyle güzel gülen bir adam daha görmedim! Karşısına geçer geçmez aklımdan geçen cümle bu... Sinema dünyasında 39 yılı devirmiş ama izleyen herkesin aklına kazınmış Selvi Boylum Al Yazmalım'daki yakışıklı gülüşünü hâlâ kaybetmemiş. Bunu kendisine de söylüyorum, onaylıyor! Biliyor ne olduğunu yani; mütevazılık yapmıyor, alttan almıyor hiç... İlk kez tanışıyoruz Kadir İnanır'la; "Arnavutköy Kahvesi'nde buluşalım," diyor. "Peki," diyoruz. Herkese burada randevu veriyor zaten. Onun mekânı bir nevi... Ben 'Kadirizm'le buluşacağımı sanıyorum ama 'sıcak merhaba'lı, esprili, konuşkan, cana yakın bir adam buluyorum! 'E süpermiş' diyorum; içimden tabii... "Yeter artık kaç kaset konuştuk" diye sinirleniyor arada ama nafile! Israrcıyım... Serde Kadirizm filan var ama kırmıyor hiç, nerede desek orada poz veriyor. Sorulara başladığımda "Bir dakika, ben seni tanımıyorum ki daha" diyor. Nerelisin, kaç yıldır bu işi yapıyorsun, hedefin kim, annen baban kim? Seceremi öğrendikten sonra ben başlıyorum sormaya...

70 YAŞINDA BAŞROL
- Kuzey Rüzgârı dizisinden ayrılışınız olay oldu; diziden ayrılmak istediniz, 'öldürülme sahnesi olmasın' istediniz, sonuçta dublör kullanılarak öldürüldünüz. Neler oldu?
- Ben kimseye cevap vermek için röportaj yapmam, sana işi niye bıraktığımı anlatayım. Ben artık hayata şöyle bakıyorum; ne kadar yaşadım; elim ayağım tutarken, üretirken daha ne kadar yaşayacağım? Önümde uzun gibi gözükse de çok kısa sürede bitecek bir yaşam var, bunun bilincindeyim. Çok belli; başka iş yapamayacağıma göre, setlerde hayatımı bitireceğim. Yani, bu ülkede 70 yaşındaki adamın bile başrol oynadığını ispatlamaya çalışacağım!

- Nasıl yapacaksınız bunu?
- 39 yılda ne yaptım ben? Türk Sineması'nın genel kronolojisi içerisinde ilk 200'e giren 100'e yakın filmin lokomotifi olmuşum. Yani proje getirmişim, onun yönetmenini tayin etmişim, kadrosuna karışmışım, aynı zamanda da başrolünü oynamışım. Bu filmler öyle filmler ki, 30 yıl sonra bile taptaze duruyor. Neden? Senaryolarında şart koştuğumuz, savunduğumuz değerler vardı, yani toplumun değer yargıları, sosyal sorunlar, insan onurunu yücelten duygular, tamamen gerçeğe dayalı hikâyeler... 'Böyle olursa saygın sanatçı olunur, güvenilir sanatçı olunur' gerçeğine inanmışım. Çok enteresan, bu 39 yılda oyunculuktan başka hiçbir iş de yapmadım.

- Aklınızdan geçmedi mi?
- Geçti ama yaptığım işin tarifi imkânsız yüce değerler taşıdığına inandım. Şimdi... Senaryolara bu değerleri koymayı savunurken, kendi özel yaşamımda da toplumun saygı duyduğu, güvendiği, değer verdiği bir insan olmaya çalıştım. Onların hayallerini, onların bana bakan o güzel gözlerini yanıltmamaya çalıştım. Bunun toplamı müthiş bir özveri yumağıdır. 59 yaşıma girdim, tam 39 senedir hiç ara vermeden çalışıyorum. Bugün pazarlama box ofisi en yüksek sinema oyuncusu hâlâ benim. Ama bunun bir bedeli var.

- Nedir bedeli?
- İstediğim gibi yaşayamamak! Bu toplumun istediği gibi yaşamak... 'Hadi ben de şunu çılgınca şurada yaşayayım' diyemedim hiçbir zaman. Bunun faturası çok ağır. Bir ömrün bedelidir bu.

BÜTÜN EVLERDEYİM

- Bu bedeli ödemek mutsuz etti mi sizi? "Keşke istediğim gibi yaşasaydım," dediniz mi?
- Geriye dönüş yok ki!

- Aklınızdan geçmez mi hiç?
- Hayır! Geçse de bugün elde ettiğim bütün kazanımların karşılığı değil bu. Bugün Türkiye'nin bütün evlerinde ben varım. Ya ağabey olarak, ya kardeş olarak, ya oğul olarak... Bu halkın gönlüne nakış gibi işlemişim ben...

- Bu yüzden de bir dizide öldürülemezsiniz, öyle mi? Ayrılma gerekçeniz bu mu?
- 39 yıl boyunca yapacağım işlerin önce senaryosu gelir bana; ben istersem oynarım, istersem oynamam. O yüzden diyorum ki; bu senaryoyu bana önceden getirseydiniz! Ama hiçbir senarist böyle bir senaryo getiremez bana yeryüzünde! Sizin senaryonuz yok ki bir defa, senaryo yazamazsınız ki! Eski sinema filmlerinden sahneleri yan yana getirip senaryo yazıyorsunuz. Sektör kendi kuyusunu kazıyor. Bunun karşılığı çok büyük bir Osmanlı tokadı olacak! Halk dizilere ilgi duyuyor diye, daha çok reklam girmek için 45 dakikalık dizileri 2.5 misline çıkarırsanız, olmaz. Hal böyleyken ben dizi çekiyorum diye 39 yıllık mesleki kariyerimi, para uğruna, bana göre bozuk olan o yapıya hediye edemem! Bütün bunların uyarılarını yaptım.

- Kenan Işık da kalktı "Beni dizide rüşvetçi başkan gibi gösteremezsiniz," dedi...
- Senaryoya sonradan ilave edildiyse tepki doğrudur.