Tatlı uykular, erisin kilolar
Çok uyuyan mı kilo alır, az uyuyan mı? Eskiler uykusuz kalanların zayıfladığını zannederlerdi. Ama modern tıp araştırmaları tam tersini gösteriyor. Uyku ile kilo kontrolü arasındaki ilişki, günümüzde dikkatle inceleniyor. Her geçen gün yeni şeyler öğreniyoruz. Fazla kilolu insanların ya da asla kilo alamayanların çoğunun, uyku sorunu var.
Uykuda da aktifiz
Eskiden insanlar, uykuya daldıklarında her türlü yaşamsal faaliyetin ve beynin durduğunu zannederlerdi. Hatta uykuyu ölüme benzetirlerdi. Beynin bu süreçte boş ve pasif olduğu, vücudun da sadece dinlendiği sanılırdı. Oysa uyku, bizim hiçbir şey olmadan ve yapmadan geçirdiğimiz pasif bir olay değildir. Uyku, hem vücudumuzda hem de beynimizde son derece önemli fizyolojik değişimlerin oluştuğu, dinamik bir süreçtir, hatta hummalı bir faaliyettir. Ve uyku sağlığımız için en az hareket ve besinler kadar önemlidir. Ciddi derecede uyku sorunları olan insanlarda, metabolizmanın darmadağın olduğu, yaşamsal hormonların dibe vurduğu artık gayet iyi biliniyor.
Tokluk hormonu
Uyku ile kilo dengesi arasındaki ilişkinin en önemli etkenlerinden birisi, bize doyma hissini veren 'Leptin' hormonudur ve uykudayken salgılanır. Uyku sorunları ise iştahımızı arttıran hormonları harekete geçirir. Öte yandan strese karşı direncimizi düşürür, irademizi zayıflatır. Ve en önemlisi kilo dengesi için son derece önemli olan glikoz toleransımızı düşürür. Yani yediğimiz her şey çabucak yağ olarak depolanmaya başlar. Bütün bunlar doğal olarak kilo dengesini allak bullak eder.
Uykusuzluk
Yetersiz uyuduğumuz bir geceden sonra, sinirlerimiz bozulur. Kendimizi azıcık daha iyi hissetmek için tatlılara, hamur işlerine ve keyif verici maddelere sarılmaktan başka bir çare bulamayız. Gelsin kahveler, gitsin çaylar, bisküvitler, çikolatalar... Hatta alkol ihtiyacı bile hissederiz. Her fırsatta uykumuzdan feragat ederiz. 7 saat, 6 saat, 5 saat yeter derken, başımıza yeni dertler açarız. Uykusuzluğun sonucunda yavaş yavaş fiziksel sağlığımızı, mantığımızı, hafızamızı kaybedebileceğimizi, koordinasyon bozuklukları ile karşılaşabileceğimizi biliyorduk. Şimdi yeni bir sorun daha çıkıyor karşımıza; kilo artışı! İnsanı kısa sürede çökertebilen az etken vardır. Bunlardan birisi susuzluksa, diğeri uykusuzluktur. Açlığa da, hareketsizliğe de, alkole de, acıya da, karanlığa da bir süre direnebiliriz ama susuzluk ve uykusuzluk farklıdır... Uzun sözün kısası, hiçbir ilaç, hiçbir estetik müdahale; sağlıklı olmamıza, genç ve fit kalmamıza, güzelliğimize uyku kadar yararlı değildir. Her fırsatta yazdığım gibi; uyku, tüm kozmetiklerden ve ilaçlardan daha değerlidir!
Yayın tarihi: 28 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/28/gny/haber,A4418E5B4FD04DFC91CEE5CCA8242B65.html
Tüm hakları saklıdır.