Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı sevgili Kemal Derviş, Cenevre'de yapılan "Ticaret İçin Yardım" konulu toplantıda dünyanın tablosunu şöyle anlattı: "2 yüzyıl kadar önce, 1820'de en varlıklı 10 ülkenin vatandaşları, en yoksul 10 ülkenin yurttaşlarından 3 kat daha zengindi. Bugün bu oran 50 kata yükseldi." Küreselleşmenin zengin-yoksul uçurumunu kıyameti koparacak kadar derinleştirdiğini gösteren başka veriler de var:
- Dünyanın en zengin ve en yoksul yüzde 2'si arasındaki gelir farkı son 20 yılda 1'e 30'dan 1'e 80'e çıktı.
- En zengin yüzde 20 nüfus dünya gelirinin yüzde 80'ini alıyor, en yoksul yüzde 20 nüfus ise sadece yüzde 1'ini.
- En zengin 225 kişinin 1 trilyon doların üstünde olan servetleri, en yoksul 3 milyar insanın bir yıllık gelirleri toplamını aşıyor. Bir başka deyişle, 225 kişisel servet, dünya nüfusunun yarısını bir yıl boyunca yaşatacak büyüklüğe ulaştı.
Herhalde gelecek yıl bu rakam 3.5 milyar kişiye ulaşır. Çünkü hem zenginler servetlerini sürekli katlıyor, hem de yoksullar çığ gibi büyüyor.
Örneğin sadece Çin'de 300 binin üstündeki milyonerler ordusuna her gün 77 kişi katılıyor. Ama bir yandan da bu ülkedeki köle işçilere (Sadece boğaz tokluğuna ölesiye çalıştırılıyorlar) her gün 95 kişi ekleniyor. Son verilere göre Çin'de serveti 5 milyon doları aşan 150 bin kişi var. Bunların 50'si dolar milyarderi, 2 bininin varlığı 100 milyon doların üstünde, 35 bini de en az 10 milyon dolara sahip.
Kağıt üstünde komünist olan bir rejimde kapitalizmin ürünü olan bu yeni sınıf, 1.3 milyarlık insan okyanusunda farklılıklarını sergilemekten özel bir zevk alıyor. Nasıl? "Lüks"e düşkünlükle: "Cartier" saatleri Çin'deki butik zincirine önümüzdeki Mart'a kadar 25 halka daha ekleyecek. "Hermes" 2012'ye kadar dükkan sayısını 3 katına, yani 25'e çıkaracak. "Louis Vuitton", "Gucci", "Prada", "Versace" daha hızlılar: Her yıl en az 10 butik açıyorlar. "BMW", "Mercedes Benz", "Ferrari", "Lamborghini" talebe yetişemiyorlar. "Cadillac" ise rekor üstüne rekor kırıyor: Şu anda 40 acentesi var, 2010'a kadar 100'e çıkaracak ve siparişler çığ gibi büyüyor.
"Oligarklar"ın yeni eğlencesi Lüksün her türlüsüne, dünya nimetlerinin tümüne ulaşan "Oligark" dediğimiz Rus zenginleri (Sayıları her yıl yüzde 15 artıyor) başka "Çılgınlıklar" arıyorlar, birkaç saatliğine de olsa yoksulluk dönemlerine dönmeyi deniyorlar. İsviçre'de onlara bu "Zevk"i tattırmak için şirket kuran uyanık bir girişimcinin yardımıyla kimi trenlerde bilet kontrolörlüğü yapıyor, kimi sokak çalgıcılığı ile dileniyor, kimi üçüncü sınıf restoranlarda garsonluğu deniyor.
Çılgınlıkta sınır tanımayan Wall Street ise bu yıl "Bonus", yani yıl sonu primi rekoru kırmaya hazırlanıyor. New York Borsası'nın yalnızca 5 büyük bankasının "Altın çocuklar" dediği fon yöneticilerine dağıtacağı çekin tutarı 38 milyar doları geçecek. Bir yanda "Mortgage" krizinde (Dünya bankacılık sistemine maliyeti 2 trilyon dolar tahmin ediliyor) sadece evlerini değil varlarınıyoklarını yitirmiş yüz binlerce Amerikalı, bir yanda 38 milyar doları paylaşacak birkaç yüz şımarık genç.
Ve bir yanda da "Sodom ve Gomore"yi aratmayan bu sefahat düzeninde çığlığını duyurmaya çalışan BM İnsan Hakları Komisyonu Raportörü Jean Ziegler'
in çırpınışları: "Dünyada her gün 100 bin kişi açlık ve onun yol açtığı hastalıklardan ölüyor. Her 5 saniyede 10 yaşın altındaki bir çocuk açlıktan ötürü hayata veda ediyor."
Siz bu yazıyı okuyuncaya kadar sadece Çin'de 4 kişi daha milyoner oldu, 5 kişi daha kölelere katıldı, gezegenimizde ise 40 kişi daha açlıktan öldü.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz tanrım!
Yayın tarihi: 26 Kasım 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/26//haber,E46D56E0362740ADBA09AB7387386567.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.