İstifalar geliyordu!

Bir ara gruptan çıkamama tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkiye, Norveç ve Bosna Hersek galibiyetleriyle EURO 2008 biletini alınca her şey yepyeni bir görüntü kazandı. Finallere gidilememesi durumunda Türk futbolunda bir çok düzeyde ve cephede büyük depremler yaşanacaktı. Ama zafer, rüzgarı tersine döndürdü. İşte tablo:

2008'DE BAŞKANIM
Haluk Ulusoy: Bosna maçı sonrası "Gidemeseydik istifa edecektim" dedi. Gerçekten gidilmeseydi Ulusoy istifa edecekti. Ama bu, gruptan çıkılması durumunda da gündemdeydi. Sürekli çok yıprandığından şikayet eden Ulusoy çevresindekilere, "Dünya üçüncüsü olduğumuzda başkandım. İsviçre hezimeti sonrası yeniden görev aldım. Takımı da 2008'e taşıdım. Ama yoruldum. Ayrılmam daha iyi olabilir" diyordu. Ancak yakın arkadaşları ve babası hariç ailesi buna karşı çıkıp, destek de verince bu kararı netleşmedi. Estonya kampında da futbolcuların "Başkan bizi bırakma" ısrarının ardından Ulusoy, Norveç galibiyeti sonrası yakın bir arkadaşına "2008'e gideceğiz. Yasal bir engel olmazsa da başkan ben olacağım" diyerek noktayı koydu. Fatih Terim: Terim'in en büyük sıkıntısı aldığı eleştiriler oldu. "Kime güveneceğim bilemiyorum" diyen tecrübeli hoca, eleme sonuna kadar görevde kalmaya kararlıydı ama sonrasını netleştiremiyordu. Çevresinden "Bu takımı 2008'e götürürsen hemen görevi bırak. Şampiyon olmadığın sürece her kötü sonucun faturası sana kesilecek" telkinleri geliyordu. Ayrıca 2008 finalleri sonrası İtalya planları olan Terim, bunun için en iyi basamağın Milli Takım olduğunu düşünüyordu. Bunların dışında futbolcularından gelen talep, aldığı sinyaller, federasyonla aynı dili konuşması, "Finalleri de göreceğiz" kararını aldırdı.

TAŞLAR YERİNDE KALDI
Federasyon yönetimi: Affan Keçeci'nin sürekli ön planda olmasından rahatsız olan diğer yöneticiler, bir 'istifa gerekçesi' arıyorlardı. Ayrıca yönetim kuruluna girdikten sonra elini taşın altına sokmayan bir grup da tepki alıyordu. Ulusoy'un revizyon yapacağı da konuşuluyordu. Ama 2008 vizesi alınınca yöneticilerin 'istifa'ları rafa kalktı. Başkan Haluk Ulusoy da bölünmüş yönetimini toparlamanın planlarını yapmaya başladı. Kısacası Bosna karşısında atılan 1 gol, Türk futbolunda taşların yerinde kalmasını sağladı.