kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ŞELALE KADAK

Ah keşke dünyayı kadınlar yönetseydi!

- Anneler duyarlı. Bugün çevre kirliliği Türkiyenin değil, dünyanın meselesi. Kimse önlem almıyor. Dünyayı erkekler yönetiyor. İdare noktalarında güç noktalarında erkekler var. Hiç birisi bunu önemsemiyor. Ama bir genç anne ile konuştuğunuz zaman hatta anne olmamış genç bir kadınla konuştuğunuz zaman hemen irkiliyor, benim çocuğum ne olacak diye. Onlar bir sonraki kuşağı düşünüyor. Erkekler düşünmüyor genelde. Yüzde 100 diyemem ama öyle. Keşke, karar mekanizmalarında mesela Regan'ın, Brejnev'in yerinde kadınlar olsaydı, o zaman başka bir dünya olurdu diyorum.
- Kyoto anlaşması imzalanırdı mesela. Türkiye hemen imzalamalı. Girdikten sonra şartlarını söylemeli. Bir önceki Çevre Bakanı kalktı, ' 23 milyar dolara mal oluyor o yüzden girmeyelim' dedi.
Ya Sen Çevre Bakanısın! Onu bırak başkası söylesin. Sen çevreden sorumlusun. Sonradan Enerji Mühendisleri Odası çıkardı rakamı: Sadece 2.3 milyar dolar!

Karbon vergilendirilsin!
- Karbon fiyatlaması şart. Hangimiz daha çok karbon tüketiyorsak, tüketimimize göre vergilenmemiz lazım.
- Barajlar kanalıyla kentlere yönlendirdiğimiz suların ise yüzde 50'sini boru sisteminde kaybediyoruz. Biz belediye başkanlarına diyoruz ki, boruları değiştirin. Değiştirilecek, başka çare yok. Doğal gaz işi nasıl yapıldıysa, bu da yapılacak. Maliyeti yüksek ama susuzluğun maliyeti daha yüksek .
- Suyun yüzde 72'si tarımda ve üstelik yanlış (açık sulama) kullanılıyor. Hem su kaybediliyor hem de sulanan alanlar hızla tuzlanıyor. Ne yazık ki Türkiye'deki suyun sadece yüzde 8'i damlama ya da serpme şeklinde kullanılıyor. Düşünün buradaki tasarruf yüzde 70 oysa!

1 litre kirli suyun bedeli
- Sanayide kullanılan su kirletilerek atık olarak doğaya bırakılıyor. Türkiye'de 58 tane organize sanayi bölgesi var. Ve ne yazık ki bunların sadece 9'unda atık su deşarj izni var. Sadece 16'sında arıtma tesisi var ki çoğu da kullanılmıyor. Acilen, cezalandırma, vergilendirme, kontrol ve kapatma yöntemleri devreye girmeli.
- Türkiye'deki 3220 belediyeden sadece 239 tanesinde arıtma var. Yani biz suyu kirleterek belediyeler vasıtasıyla atıyoruz. 1 litre kirlenmiş suyun, 8 litre temiz suyu bozduğunu kaçımız biliyor peki?

En çok devlet kirletti
- Ankara Sakarya su hafzası içinde olan bir yer: Oysa Ankara'ya Kızılırmak'tan su getirmeye çalışıyorlar. Oradaki ekolojik sistem de bozuluyor. Kolaya kaçılıyor. Boruyu döşediniz mi aldınız. Bizim söylediğimiz dertli. Çünkü, kazılacak borular değiştirilecek. Organize sanayi bölgeleri denetlenecek. Bırakın özel sektörü devlet kendisi kirletmiş bugüne kadar. İzmit körfezinin kirlenmesinin sebebi Tüpraş'tır, Seka'dır, şudur budur. Yazın yan yana yüzde 80'i devlet çıkar. Termik santrallarımız, Soma, Kangal, Elbistan, Yatağan ve diğerleri, bunlarda yaktığımız karbon özlü yakıtı sonradan enerji haline çeviriyoruz ve atmosfere bunun gazını bırakıyoruz.

Su Bakanlığı kurulsun
- Bugün suyun idaresinde 13 değişik otorite var. Şimdi hükümetin yeni oluşumunda umut verici bir gelişme var ama henüz neticesini görmedik. Nedir o? DSİ Genel Müdürü'nü Çevre Bakanı yaptı. O da yetmez. 13 kurumun hepsini bir çatı altında toplayacak Su Bakanlığı ve su yasası şart.