SABAH yazarı Hıncal Uluç, Milli Takım'ın Norveç'te aldığı 2-1'lik galibiyeti ve yarın oynanacak Bosna-Hersek maçını değerlendirdi. Uluç "Norveç, Avrupa'nın sıradan takımlarından birisi. Top çevirmeyi bile bilmiyor. Bu takımı 'yendik' diye bayram yapmam. Bosna Hersek maçı, Norveç'ten daha zor. Maçın bitiş düdüğüne kadar kimse 'Finallere gittik' demesin." diye konuştu.Fotomaç'a demeç veren Hıncal Uluç şunları söyledi;
"Norveç yenilmeyecek bir takım değil. Norveç, Avrupa'nın sıradan takımlarından birisi olduğunu bir kere daha gösterdi. Biz tabii Maltalarla, Moldovalarla, Macarlarla uğraşmaktan, birden bire Norveç'i yenince marifet yaptık zannettik. Hayır, marifet falan yapmadık.
Ben mesela Liverpool'ın başkanı olsam, 8-0'ın sonunda Benitez'i alkışlamaz, falakaya yatırılmasını isterdim. 'Sen bunlara İstanbul'da nasıl yenildin' diye... 'Norveç maçını, Norveç'te kazanmak zorunluluğuna nasıl geldik' sorusunun yanıtı henüz verilmiş değil. Kötü, hiçbir silahı olmayan, hiçbir kozu olmayan, pas yapmayı bilmeyen bir takım Norveç... İstatistiklere bak, top Türkiye'de, Norveç'te değil. Oysa Norveç'e beraberlik çok büyük avantaj sağlayacak. Berabere kalmanın yolu ne; topu ayağında tutacaksın, yan pas, geri paslarla dolandıracaksın, oynayacaksın, vakit geçireceksin. Dünyanın en kolay işi. Bu anlamsız top çevirmeyi dahi başaramayacak kadar kötü paslaşan bir Norveç'i 'Yendik' diye ben düğün bayram yapmam...
... Fatih Terim'de sanki oynayan futbolculara karşı bir antipati var. Fatih'in Milli Takımı'na girmek istiyorsan, takımında yedek kalacaksın. Takır takır futbol oynayarak girdin mi seni oynatmıyor!.. Yani Gökhan ve Uğur gibi bu ülkenin geleceğinde en az 10 sene, hem de hücum beki olarak yer alabilecek iki pırıl pırıl iki adam dururken, senin kafan İbrahim Kaş ve Sabrilerde dolaşıyorsa bana bunun mantığını kimse anlatamaz. Bana bunu kimse anlatamaz!..
... Bosna'nın hiçbir iddiası yok. Bosna ile Türkiye'nin de yakınlıkları malum. Eurovision'da birbirimize bol puan veriyoruz. Bosna'nın o müthiş savaşında, Türk askeri gitti onları savundu, korudu. Yani dindaşlığın ötesinde bir yakınlık var Türkiye ile Bosna'nın arasında. Yani iyimser şekilde diyelim ki; OFTAŞ ile Gençlerbirliği oynuyor. OFTAŞ kazanırsa, Gençlerbirliği küme düşecek. OFTAŞ o maçı kazanır mı? 1- Bosna niye kazansın o maçı? Bu tarafı var işin, psikolojik olarak. 2- Biz Bosna'dan iyi takımız. 3- Maç İstanbul'da, kendi sahamızda. Bütün göstergeler bu maçı Türkiye'nin kazanacağını işaret ediyor.
Ama İspanya'da bütün göstergelerin Galatasaray'ın kazanacağını gösterdiği bir maçı, nasıl kaybettiğimize şahit oldum. Athletic Bilbao'nun hiçbir iddiası yoktu. Kendi ligindeki durumu karışıktı, bu yüzden en iyi oyuncularını sahaya çıkartmadı. Gol kralı oyuncuları dahil sahaya çıkartmadı ve kendi lig maçına sakladı. Sahaya neredeyse B takımıyla çıktı. Biz o takıma Fatih Akyel'in yarattığı pozisyonda, neredeyse kendi kalemize attığımız golle yenildik. Kazanmayı istemeyen, ummayan, umurunda da olmayan Bilbao'ya biz zorla yenildik. Hem de Galatasaray. O müthiş Galatasaray. Futbolda her şey oluyor. Onun için kazanma arzusu, hırsı, motivasyonu olmayan Bosna'ya da kaybedebiliriz..."
* YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ...