Temmuz-ağustosta mortgage krizi ABD'den uç verdiğinde bunun adı borç veya daha çok kredi krizi olarak konulmuştu. Kendi kredi krizi olunca ve en gelişmiş ekonomiden de başlayınca durum daha farklılaşıyor. En azından son yıllarda yaşanan bazı krizlerden farklı bir seyir izliyor. Bölgesel bir kriz olmaktan çıkıyor. Gerçi dünyanın her tarafını sarmış değil. Özellikle de
Türkiye'nin aralarında bulunduğu gelişmekte olan piyasalar bu dönemde kurtarıcı gibi ortaya çıktı. Para gelişmiş piyasalardan gelişmekte olan piyasalara gidiyor. En azından gelişmekte olan piyasalardan sermaye kaçışı yok. Bu anlamda Türkiye şanslı bir dönemini daha yaşıyor. ABD'deki mortgage krizi, kendisiyle iş ilişkisindeki bütün kuruluşları etkiliyor. İlk ve en güçlü etki ABD piyasalarında ve bankalarında ortaya çıkıyor. Sonra Avrupa'ya da sıçrıyor. Tabii konu kredi krizi olunca ister istemez odağa bankalar yerleşiyor. Yılın üçüncü çeyreğine yönelik açıklanan banka bilançolarında da mortgage krizinin ilk faturası ortaya çıkıyor.
-
Büyük zarar- Zararlı bilançolar temmuz-ağustos dalgasından sonra küresel piyasalarda ikinci büyük dalgaya yol açmış durumda. Temmuz ayının son haftasında başlayıp dört hafta süren kötüleşme dönemini 16 Ağustos sonrasında 8 hafta toparlanma dönemi izledi. Ekim ortasından itibaren bilançolarla başlayan yeni kötüleşme dönemi de 4 haftasını doldurdu.
Deutschebank bir araştırma yaptırmış. Şimdiye kadar açıklanan zarar miktarı 36.4 milyar dolar. Ama
geride bekleyen ve gerçekleşeceği tahmin edilen zarar ise bunun 10 katını bile aşıyor. Mortgage krizi ile ilişkili 25 finansal bankada 391 milyar dolar zarar oluştuğu veya oluşacağı hesaplanmış. Buna iki büyük banka dahil değilmiş. Onlarla birlikte rakamın daha yükseleceği belirtilmiş.
-
Piyasalara etkisi- Şimdi oturup açıklanan zarar miktarını bir düşünün.
Onun piyasalara etkisini dikkate alın. Bundan sonra açıklanacak zarar miktarlarını da üstüne koyun. Piyasaların gidişini buna göre kestirmeye çalışın.
Bu bize kredi krizine bağlı piyasa kötüleşmelerinin aralıklarla da olsa, bilanço açıklama dönemlerinde ön plana çıksa ve aralarda soğusa da, devam edebileceğini düşündürtüyor. Mortgage krizinin etkisini atmak hiç de kolay olmayacak gibi. Zaten o piyasadaki kötüleşme devam ediyor, henüz dibe vurulduğu konusunda kanaat oluşmuş değil.
-
Faiz indirimi etkisi- Böyle bir zarar tablosunun altından bankacılık sektörünün kısa zamanda kalkması ve kurtulması kolay değildir. Zararı eritmek ve kâra geçmek yılları alabilir. Faiz indirimlerine temmuz-ağustostaki dalga sırasında olduğu gibi, sarılan yok. Her ne kadar ABD Merkez Bankası Fed son faiz indiriminin ardından yeni bir indirime gitmede isteksizliğini ortaya koymuş olsa da, bu yönde piyasalardan güçlü bir baskı gelmiyor.
Artık faiz indirimleri de sihirini kaybetti. Piyasalarda şimdilik umut yok, çıkış yolu pek gözükmüyor. Anlaşılan iş olacağına varacak. Ama bu dünyanın sonu değil. Çünkü piyasalar düzeltmelerini, toparlanma nedenlerini veya çözümlerini yine kendileri bulacak.
- Sonuç- "Ne kadar kötümser olursan ol, bunu sürdürmek imkansızdır." Lily Tamlin
Yayın tarihi: 14 Kasım 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/14//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.