kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Kasım 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Baykal'dan çözüm önerileri

Yeni Haber
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin terörle mücadelesini sadece sınır ötesi operasyonla başarıya ulaştırmasının mümkün olmadığını ifade ederek, bu konuda ulusal, bütüncül bir mücadele politikasına ihtiyaç duyulduğunu ve atılması gereken bazı adımlar bulunduğunu söyledi.

Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, terör ve teröre yönelik önlemler konusuna değindi. Yeni bir terörle mücadele politikasına ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Baykal, 1999 yılı öncesinde de terörün yurt dışından destek bulduğunu, ancak bugünkünden farklı bir tablonun söz konusu olduğunu anlattı.

O dönemde PKK ve Abdullah Öcalan'ı barındıran Suriye'nin bunu açıkça ifade etmekten çekindiğini, PKK'yı himaye ediyor gibi görünmek istemediğini kaydeden Baykal, ''Şimdi terör yine yurt dışından destekleniyor, ancak destekleyenler PKK'nın bir terör örgütü olmadığını iddia ediyorlar. Bize müzakerelerle bu işin halledilmesi telkininde bulunmaya çalışıyorlar. Yani, o dönemden çok farklı bir tablo söz konusu'' diye konuştu.

Türkiye'nin teröre karşı yürüttüğü mücadelenin askeri boyutundan vazgeçilmesinin söz konusu olamayacağına işaret eden Baykal, alınmasını istedikleri yeni önlemlerin askeri mücadelenin alternatifi olmadığını söyledi. Baykal, şöyle devam etti:

''Öyle anlaşılıyor ki Türkiye'nin artık terörle mücadeleyi sadece bir sınır ötesi operasyon denklemi içine yerleştirerek sonuçlandırması söz konusu olmayacaktır. Bu, sınır ötesi operasyon yapma gereğini ortadan kaldıran bir tespit değildir. Tam tersine Türkiye, ihtiyaç ortaya çıktıkta, gerektikçe ki PKK kampları Kuzey Irak'ta konuşlandığı sürece buna gerek var demektir, askeri önlemlerle terör mücadelesini sürdürecektir.

Sınır ötesi operasyon yapılacaktır, yapılmalıdır. Son gelişmeler ışığında uluslararası kamuoyu da Türkiye'nin sınır ötesi operasyon yapma hakkı bulunduğunu kabul etmeye başlamıştır. Bu noktayla geldikten sonra askeri operasyonun yapılmaması ancak Türkiye'yi yönetenlerin tercihiyle izah edilebilir.

Askeri mücadele, sınır ötesi operasyon Türkiye'nin hakkıdır. Bu konuda şartlar ortaya çıkmıştır. Bundan sonrası artık askeri planlama, zamanlama işidir. Tehdidin net bir şekilde ortadan kalktığı anlaşılıncaya kadar Türkiye üzerine düşen her şeyi yapmalıdır, yapacaktır diye düşünüyorum. Şimdi 'gelin bunun ötesini de düşünelim' diyorum. Türkiye dışından PKK'ya gelebilecek desteği ortadan kaldırmaya yönelik bazı önerilerde bulunuyorum. Bu önerilerin hedefi Türkiye sınırları dışında PKK ile etkileşim içindeki topluma yönelik önlemlerdir.''

ÖNERİLER

Terörle mücadele için alınması gereken önlemlere ilişkin önerilerini sıralayan Baykal, Irak'taki Kürt, Arap, Türkmen kökenli gençlerin Türkiye'deki üniversitelerde eğitim görmelerini sağlamaya yönelik kontenjanlar açılması gerektiğini, Türkiye'de kendilerine yönelik dostça yaklaşımın farkına vararak eğitim gören gençlerin ülkelerine dönerek orada görev yapmalarının olumlu yansımaları olacağını anlattı.

Bunun, orta vadeli bir politika olduğunu ifada eden Baykal, Türkiye'nin terörle mücadele konusunda 20-30 yıl sonrasını düşünerek politika izlemek durumunda olduğunu söyledi. Hedeflerinin siyasi yapılanmalar, devletler, hükümetler olmadığını doğrudan insanlara yönelik bir projeden söz ettiğini kaydeden Baykal, ''Bir siyasi müzakere, karşılıklı etkileşim, birbirini resmileştirme çabalarının dışında bunu düşünüyorum'' dedi.

Baykal, eğitimin yanı sıra tüm Irak'ta Türkiye televizyonlarının izlenebilmesinin önemli bir adım olacağını kaydederek, bunun oradaki insanlarla iletişim ve etkileşimini sağlamaya katkı vereceğini belirtti.Bölge için en önemli sorunlardan birisinin de ''su sorunu'' olduğuna işaret eden Baykal, Türkiye'nin su kaynaklarının komşuları için de büyük önem taşıdığını kaydetti. Baykal, Irak açısından büyük önem taşıyan Dicle nehri üzerinde bir barajlar sistemi oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, Ilısu Barajı'nın tamamlanmasının önem taşıdığını anlattı. Baykal, şöyle devam etti:

''Kurulması düşünülen barajlar yapıldıktan sonra Türkiye Irak'ın su ihtiyacına cevap verme konusunda iyi niyetle katkı yapma şansını elde edecektir. Bu şansı elde etmeli ve iyi niyetle kullanmalıyız. İyi komşu olduğumuzu Irak'a göstermeliyiz. Irak da aynı şekilde Türkiye'ye terör ihraç etme konusunda daha sorumlu, dikkatli davranarak, o da iyi komşu gibi davranma gereğini hissedecektir. Birbirimizi karşılıklı dikkate alma gereğini doğuracak ilişkileri çeşitlendirmemiz lazım. Siyasi ilişkileri, eğitim ilişkilerini, yönetim ilişkilerini, yolları, suları genişletmemiz lazım. Bunu yaptığımız zaman komşularımızdan Türkiye'ye yönelik düşmanlık yapma şansı azalmaya başlar.''

''AMAÇ TERÖRÜ YALNIZLAŞTIRMAK''

Önerilerini sıralarken Habur Kapısı'nın yanı sıra yeni alternatifler de yaratılması gerektiğini bu çerçevede Ovaköy'ün de açılmasının doğru olacağını belirten Baykal, şunları kaydetti:

''Bu çerçevede yapılacak çok şey var. CHP olarak bütüncül ulusal bir teröre mücadele politikası konusunda ciddi tekliflerimiz var. Bunları bir an önce yapmak lazım. Buradaki amaç, önümüzdeki döneme yönelik olarak teröre etkisizleştirmek, yalnızlaştırmaktır. Terörün etrafındaki ortamı teröre dost olmaktan çıkarıp Türkiye'ye dost durumuna dönüştürmektir.

Bu bir dostluk yaklaşımı, kucaklaşma yaklaşımıdır. Bu Irak halkıyla, Irak'ın bütün coğrafyalarında yaşayanlarla Türkiye'nin dost ve sıcak ilişkiler kurmasının değerini kavramalarına yol açacak iyi niyetli bir açılımı yapmaktır. Bu yapıldığı takdirde PKK'nın Irak toplumunda bulacağı destek giderek azalmaya başlar. Biz teröre sadece kendi ülkemizde tecrit etmekle yükümlü değiliz.

Türkiye'nin dışındaki terörü de içinde bulunduğu toplumda yalnızlaştırmak durumundayız.'' Yaptıkları önerilerin izlenen terörle mücadele politikasında ''bir kırılma'' olarak değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağının altını çizen Baykal, ''Terörle mücadele elbette askeri yöntemlerle sürecektir. Ama bunu teröre, terör örgütüne karşı yaparken, terör örgütünü içinde bulunduğu toplumda tecrit etmek için o toplumla dostane ilişkilerini güçlendirmeye çalışacaktır. Doğru politika budur.'' diye konuştu.

''AF TERÖRLE MÜCADELEYİ ZARARA UĞRATIR''

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terörle mücadeleyi zorunlu kılan şartların devam ettiğini belirterek, ''Bu şartlar var olduğu sürece af çıkarmak, terörle mücadele iradesini zaafa uğratmak demektir'' dedi.

Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, terör ve teröre yönelik önlemler konusuna değindi.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Baykal, bir soru üzerine teröre Türkiye içinde bir halk desteği olduğundan söz edilemeyeceğini belirterek, ''Türkiye'de, ülkemizin bütün coğrafyalarında ve güneydoğuda terörün şiddetle reddedildiğine inanıyorum. Halkın, bu konuda her geçen gün daha kararlı bir anlayışa girdiğini düşünüyorum. Teröre destek verenler giderek yalnızlaşıyorlar, soyutlanıyorlar'' diye konuştu.

Baykal, bir gazetecinin DTP'nin 2. Olağanüstü Kongresinde ''federatif yapıya dikkat çekildiğini'' belirtmesi ve DTP milletvekili Aysel Tuğluk'un konuşmasını hatırlatması üzerine şunları kaydetti:

''Hepimizin parlamentoya girerken yaptığımız yemine sahip çıkmamız gerekir. Kafasının arkasında bir başka projesi, planı olanlar bunları zaman içinde ortaya çıkarıyorlar. Bunları görüyoruz. Bir yandan terör örgütüne karşı tavır takınamamak, öbür taraftan terör örgütünün siyasi projelerini bir başka zeminde sahiplenip, desteklemek hepimizin üzerinde dikkatle durması gereken bir tablo. Toplumumuz bunları çok iyi değerlendiriyor.''

''SİYASET HUKUKA SAYGI GÖSTERECEK''

DTP olağanüstü kongresinin ardından cumhuriyet savcılığınca inceleme başlatıldığının hatırlatılması üzerine de Baykal, şu görüşleri dile getirdi:

''Hukuk elbette işleyecektir. Hukuka sırt çevirmek, hukuku yok saymak doğru değil. Hukuk ilişkilerimizin temelidir. Ben isterim ki siyasete hukuk hiçbir zaman müdahale etme durumunda olmasın. Bunu sağlamak sadece savcıların, yargıçların işi değildir, siyasetçilerin de işidir. Her ülkenin anayasası, hukuku var, ona saygı göstermek herkesin görevidir.

Siyasetçi olmak hukuktan üstün olmak demek değildir. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Türkiye'de yumuşatılmış, gevşetilmiş, uluslararası ölçülerin neredeyse ötesine geçilmiş olan bir hukuk düzeni dahi siyasetçiler tarafından ihlal ediliyorsa bunu mazur görmek, yok saymak, aldırmamak mümkün değildir. Siyaset hukuka saygı gösterecek. İsteriz ki hiçbir zaman hukuk siyasete müdahale durumunda kalmasın. Hepimiz parlamentoya girerken yemin ettik, yemin ortada. Girerken yemin edeceksin, üç gün sonra tam tersini söyleyeceksin ve bu doğal karşılansın diyeceksin. Bu, kabul edilebilir bir tablo değil. Herkes ciddi olmak, hukuka saygı göstermek durumundadır.''

TALABANİ VE BARZANİ'NİN ROLÜ

Deniz Baykal, ortaya koyduğu yaklaşım ve çizdiği tablo içinde Barzani ve Talabani'nin rolünün ne olacağına ilişkin bir soruya şöyle karşılık verdi:

''Bu yaklaşımımız Irak halkına yönelik bir yaklaşım. Elbette Irak'ta bizim muhatabımız Irak devletidir, Irak'ın bütünselliği içindeki temsilcileridir. Elbette Türkiye'nin bunlarla teması vardır, olabilir ama bizim sorunumuz artık yöneticileri ikna etmek, tatmin etmek gibi sınırlı bir çerçeveye indirgenmemeli. Hedefimiz ayırım yapmadan halkı, toplumu, insanları kazanmak olmalıdır. Sorumlu Irak yöneticilerinin de bunu memnuniyetle karşılayacaklarını ve böyle bir işbirliği zemini oluşmasına katkı vereceklerini umut ediyorum.''

Baykal, gündeme getirdiği önerilere ilişkin bir başka soruyu yanıtlarken, ''Kültürel hakların da ötesinde bir şeyler yapmak lazım'' şeklinde bir değerlendirmesi olmadığını belirterek, ''Kafamızdaki öneriler, 'kültürel haklar' zemininde, bunu temel alarak gündeme getirilmiş öneriler değil'' dedi.

Bir başka soru üzerine, ''terörle mücadeleye zafiyet getirilmemesi'' gerektiğini kaydeden Baykal, ''Terörle mücadeleyi zorunlu kılan şartlar maalesef devam ediyor. Bu şartlar var olduğu sürece af çıkarmak terörle mücadele iradesini zaafa uğratmak demektir. Bu hata daha önce yapıldı, Türkiye bu hatayı bir daha yapamaz, yapmamalıdır. Bir yardan şehit vereceğiz bir yandan af konuşacağız böyle bir şey olmaz'' diye konuştu.

EVREN'İN SÖZLERİ

Baykal, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in o dönemde izlenen Güneydoğu politikasına yönelik son açıklamalarının hatırlatılması üzerine de, ''İnsanlar sorumluluk üstlendikleri dönemde aldıkları kararlarla irdelenirler, değerlendirilirler. Daha sonra yapılacak konuşmalar bir vicdan muhasebe olmanın ötesinde bir anlam taşımaz'' dedi.

(AA)