Antalya kendine Cannes'ı örnek alabilir

1- Festivalin uluslararası olması ile ulusal olması, birbirine karşıt gibi gösterilmek isteniyor ki, bu yanlış. Bunlar birbirini tamamlayan şeyler. Ben sayısız Antalyalı sinemasever gördüm. Festivaller aslında o yerin halkına hizmet etmek için yapılmaz; esas olarak o ülkenin sinemasına hizmet etmek için yapılır. Antalya'yı bir marka haline getirme çabası var. Yapılan o.

2- Protokol ne yazık ki önlenemeyen bir şey. Türkiye'de herkes konuşmaya çok meraklı. Eğer ölçüt Batı festivalleri, örneğin Cannes ise, lütfen gitsinler baksınlar; orada bakanlar, valiler ve belediye başkanları çıkıp konuşuyor mu? Konuşmuyor.

3- Yeni bir kategori oluşmaya başladı. Bağımsız, farklı, bireysel ve özgürce çekilmiş filmler var. Aralarında daha iyi olanları da, çok kötü çekilmiş olanları da var. Belki onlar için gelecek yıldan itibaren özel bir bölüm yapılabilir.

4- Kortej bence demode bir etkinlik ama Antalya halkı bunu seviyor. Aslında halka inmeyi de tümüyle ihmal etmemek lazım. Aslında Cannes'da da böyle bir şey var.

5- Antalya'da birbirini tanıyan ve filmleri tartışan bir jüri var. Ama benim kişisel görüşüm, ödüllerin dağıtılması yönünde. Ödüller bir filmde toplanmak yerine birkaç filme dağıtılmalı.