Kortej eski yüzler yeni

Filmleri seçenler kimler?
1- Antalya Film Festivali kabuk değiştiriyor; ama bünyenin yeni kabuğu kabul etme süreci uzun olacak. Şimdilerde uluslararası yüzler uğruyor Antalya'ya, ama doğrusu ahalinin Coppola'yla, Kapur'la ya da Roeg'la ilgilendiklerini söyleyemeyiz. Festivalin sonunda, Cumartesi gecesi Elizabeth: Altın Çağ'ın galası öncesi, AKM'nin önünde iki Antalyalının "Kim lan bu Hintli, Bollywood mu burası?" diye şakalaştıklarına şahit oldum.
3- Katılan filmlerin seçimi bence festival organizasyonunun en kötü yanı. Hatta skandala yakın bir durum var ortada. Seçenler kim belli değil, üstelik seçici kuruldakiler bile kim var bilmiyormuş. Sanki masonik bir örgütlenme. Festival yönetimi de sanırım böyle davranarak şark kurnazlığına soyunuyor; olası eleştirilerde "Biz n'apalım, onlar seçti," diyerek topu başkalarına atmak için.
4- Kortej hakkında İstanbul'dan gelip ahkam kesmenin manası yok. Geçmişte ben de bu konuda "Ne gerek var?" diye düşünürdüm ama artık bunun Antalyalının bir hakkı olduğu kanısındayım. Koca bir yıl festival bekleniyor, o gün kente böyle bir heyecan olsun, halk böyle bir etkinliğin içinde yer alsın, bunun kime zararı var ki? Sadece tek bir sorun var; artık kortej havasını bilen, geçmişin esintileri ortama taşıyan isimler birer birer yok oluyor. Bu da hayatın kendi gerçeği.
5- Nejat İşler'in Yumurta'nın basın toplantısında, bir kısım basına verdiği ders gibi, sadece Antalya'da değil her yerde sözün asıl sahipleri alkışlanmalı, dinlenmeli, takdir edilmeli. Protokoldekilerin ve siyasilerin, birkaç yıl sonraki Antalya'da olup olmayacakları tartışmalı, ama o yönetmenlerin, oyuncuların ve teknik ekiplerin yine aynı ortamı solayacakları kesin...