- Sizin türbanla ilgili bir kaygınız var mı? Cumhurbaşkanının eşinin başının kapalı olması çok tartışıldı. Bu konuda sizin düşünceleriniz neler?
- Benim bir bez parçasından ne kaygım olabilir? Ama insanların korktukları gibi bu bez parçası tutuculuğun, ayrım yapmanın bir simgesi ise o zaman Hayrünnisa hanım kötü bir 'first lady' olacak demektir. Mesela bizimle görüşüp görüşmemesi iyi bir testtir diye düşünüyorum. Hem türbanlı kadınlar arasında lezbiyenler de var. Hatta bildiğim kadarı ile bunlardan bir tanesi bir LGBT derneğinde idareci olarak görev yapıyor. Ben diyorum ki; türbanlı bir kadının Çankaya'nın hanımefendisi olması semboliktir, o makamın hakikaten halkın yeri olduğunu oradaki personel arasında türbanlı lezbiyen ve translar olursa anlayabiliriz.
- Peki ama siz, yasalarca bir tek eşcinsellerin mi mağdur olduğunu düşünüyorsunuz? Onun dışında her şey, herkes için güllük gülistanlık mı?
- Hayır tabii ki ama AKP hükümeti beş yıldır insan haklarını sadece iki maddeye indirmiş durumda. Bunlardan biri türban konusu, diğeri de İmam Hatip liselerinden mezun olanların durumu. Ben onların haklarının da savunulmasının sonuna kadar arkasındayım. Ama sadece bunlarla sınırlı kalınamaz. Başbakan'a eşcinsel haklarını sorduklarında, 'Biz onlara karşı değiliz, gitsinler kendi partilerini kursunlar,' demiş. Eşcinsellik onların gündeminde yer almıyor. Eşcinselliği 'iffetsizlik' olarak görüyorlar.
Yayın tarihi: 4 Kasım 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/04/pz/haber,58C5E08C82C5419F8632890C03C3BF7F.html
Tüm hakları saklıdır.