Yeni TV starımız: Müjde Ar

DAHA ilk programın ardından yazmıştım, "Müjde Ar televizyon yapımcıları için gecikmiş bir keşif" diye... Buyurun işte, haftalardır NTV'nin Haydi Gel Bizimle Ol programını sırtlayıp, götüren isim oldu. Hatta karşısındaki Beyazıt Öztürk-Güven Kıraç ikilisinin "Nası Yani?" programını bile neredeyse, silip, süpürdü. Millet "Müjde" diyor da başka bir şey demiyor. "Bakalım bu hafta ne bomba patlatacak?" diye herkes Müjde'nin ağzının içine bakıyor. Aklı olan yapımcı Müjde Ar'ı talk show'cu, yorumcu ya da jüri üyesi olarak programının içine koyar, reytinge de reyting demez. Bu hafta konu Altın Portakal'dan açılınca Müjde, aldığı ödülleri kastederek "Eh benim evde de şöyle küçük bir portakal bahçesi var tabii" dedi ve ekledi: "Ama ben Altın Portakal'ı bunamaya yakın bir zamanda aldım!.." Ardından konu Altın Portakal'daki dayak olayına geldi ve Müjde beklenen bombayı patlattı. Meğer Altın Portakal'da dayak yiyen ilk kişi Müjde Ar'mış. Anlattı: "20 yıl önce festivalde bir yapımcı ile sinema eleştirmeni yumruk yumruğa kavgaya tutuştu. Ben ayırmak isterken kulağımın ortasına yumruğu yedim. Herhalde bunlar bir daha birbirlerinin yüzüne bakmaz diye düşünürken, iki yıl sonra ikisini Çiçek Pasajı'nda karşılıklı rakı içerken gördüm. Onlar barıştı, ben yediğim yumrukla kaldım!.." Pınar Kür'ün devirdiği çam ise epey bir toz kaldırdı. Kür, "Oyunculuk tiyatroda olur, sinemada olur. Öyle reklamda, dizide oynamakla olmaz" dedi ve o anda hemen yanında oturan Aysun Kayacı'yı fark edip, lafı çevirmeye çalıştı: "Yani söz meclisten dışarı tabii..."