Türkiye'nin ''Stephen Hawking''i
Spastik olmasına rağmen 3 rakamlı sayıları zihinden çarpabilen, satrançta rakip tanımayan, çevresiyle cep telefonu ve bilgisayarla yazışarak iletişim kuran Adanalı Onur Karadoğan, dünyanın en önemli fizikçilerinden matematik profesörü Stephen Hawking'i örnek alıyor.
Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Adana Bahri Özgiray Özel Eğitim Okulunda öğrenim gören, tıp dilinde 'Serebral Palsi' olarak adlandırılan spastik engelli Onur Karadoğan (23), güçlükle kullanabildiği sol elinin baş parmağı ile adeta yaşama bağlanıyor.
Doğum sırasında başının vakumla çekilmesi ve beyne bir süre oksijen gitmemesi nedeniyle spastik dünyaya gelen Onur Karadoğan, alfabeden harf göstererek, bilgisayar ya da cep telefonunu ile yazışarak çevresiyle iletişim kurabiliyor.
Onur Karadoğan, ALS 'sinirler üzerinden kasların çalışmasını etkileyen hastalık' nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum kalan, ilerleyen dönemlerde konuşmada bile zorlanan, buna rağmen çalışmalarını sürdüren dünyanın en önemli fizik kuramcılarından ünlü matematik profesörü Stephen Hawking'i kendisine örnek alıyor.
Eğitim gördüğü okulda ve babasıyla yaşadığı evinde, tüm gününü bilgisayar başında satranç oynayarak, kitap okuyarak ya da yaşam öyküsünü yazarak geçiren Onur Karadoğan, beklentilerini anlatırken, tüm engeline rağmen mutlu olduğunu ifade etti.
En büyük arzusunun, yazılarını sese dönüştürebilen bilgisayar sahibi olmak olduğunu, Stephen Hawking'in de çevresiyle bu şekilde iletişim kurduğunu anlatan Onur Karadoğan, ''Onu kendime örnek aldım. Onun gibi yaşam hikayemi yazmakla başladığım amatör yazarlığımı sürdürmek istiyorum. Kim bilir belki tıpkı Stephen Hawking gibi benim kitaplarım da 40 dile çevrilir'' dedi.
''HAYATA POZİTİF BAKIŞ''
Onur Karadoğan, olaylara her zaman pozitif bakış açısıyla yaklaştığını, çünkü yaşamanın her şeye rağmen güzel olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Spastik olmamda küçüklüğümden beri doktor hatası olduğunu bana söylediler. Ancak, ben o doktora hiçbir zaman kin beslemedim. İnanıyorum ki o doktor da benim böyle olmamı istemezdi. Yüreğinde insan sevgisi taşıyan hangi doktor bunu ister ki?''
Emekli öğretmen baba Ahmet Karadoğan ise ''Onur, bebek ve çocukluk döneminde tekerlekli sandalyede bile oturamıyordu. Adeta bir külçe yığını gibiydi. Fizik tedavisi sayesinde tekerlekli sandalyede oturmakla kalmayıp, banyo ve tuvalet ihtiyacından çorabını giymeye kadar tüm ihtiyaçlarını kendi görüyor'' dedi.
Hiçbir zaman 'neden benim oğlum böyle' diyerek isyan etmediğini belirten baba Karadoğan, ''Birçok ailenin spastik engelli çocuğunu toplum içine çıkarmaktan utandıklarına tanık oldukça kahroluyorum. Onlar engelli de olsa bizim evladımız. Spastik hiçbir çocuk eğitimden uzak tutulmamalı'' diye konuştu.
Onur'un eğitim-öğretimini sürdürdüğü okulun müdürü Gülbin Özçalıcı ise bedensel ve zihinsel engelli çocukları kendi kendilerine yeter hale getirmeye çalıştıklarını belirterek, ailelerin bu olanakları değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Özürlülerin eğitim-öğretim olanakları sağlanması durumunda kendilerini geliştirebildiklerini ifade eden Özçalıcı, 3 rakamlı sayıları zihinden çarpabilen, satrançta rakip tanımayan, çevresiyle cep telefonu ve bilgisayarla yazışarak iletişim kuran Onur'un buna en iyi örnek oluşturduğunu vurguladı.
AA
Yayın tarihi: 2 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/02//haber,26234A4634A74161B8BC1DC235E300A5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.