İzmir'den siyasete atılması bizim için bir şanstı.
Sık sık katıldığı seçim gezileri sayesinde kendisini yakından tanıma fırsatı bulduk.
Sohbet için bir araya geldiğimizde partililerin kendisini omuzlara almaması için nasıl dümdüz yere yattığını anlatırdı.Fizik hocası kimliğiyle ağırlığı eşit olarak yayan birini kaldırmanın zorluğunu vurgular, yere yatınca etraftakilerin nasıl şaşkına döndüğünü gülerek dile getirirdi. Her şeyden önce bir beyefendiydi.
İkincisi ise gerçek bir yurtseverdi.
Kürt sorunu konusunda cesur davranmış, şiddetin yolunu kesmenin aktif siyasete katılımdan geçtiğini daha o zamandan görmüştü.
Özal aniden ölünce hiç tereddüt etmeden Süleyman Demirel'in adaylığını desteklemiş, bu nedenle kimi kesimlerden çok ağır eleştiriler almıştı ama Türkiye en sorunsuz cumhurbaşkanını o dönem seçebilmişti. İlkeli, kesin tavrı olan bir bilim adamıydı.
Siyasetçilik dönemin koşulları nedeniyle gönülsüzce üstlendiği bir roldü, askerlik hizmeti gibi. Çünkü darbe sonrası sol dağılmış, kimse kimsenin liderliğini kabul etmez olmuştu.
Dağınıklığı gidermek üzere yoğun baskılar üzerine siyasete girdi ve baştan ilan ettiği tarihte de bu işi bıraktı.
Hataları olmadı mı?
Elbette oldu.
Ama artılarının kat ve kat fazla olduğu su götürmez.
Türkiye'de sayıları giderek azalan bir entelektüel kuşağa aitti.
Seçim otobüsünde bile matematik problemleri çözen bir bilim adamıydı.
Keşke siyaseti daha fazla sevse, keşke çirkin ayak oyunlarıyla siyasetten tamamen soğutulmasaydı. Tecrübesi, çözüm bulmaya yönelik tavrı ile demokratik gelişime çok ciddi katkıları olacağı kesindi.Aslan sosyal demokratların başı sağolsun, tüm Türkiye ile birlikte.
Yayın tarihi: 1 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/01//haber,E93CBBF3581549FA9B9F6464E4A2C355.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.