Basında Kasımpaşa galibiyeti
Özge AYDIN /SABAH İNTERNET
Turkcell Süper Lig 10. hafta karşılaşmasında Atatürk Olimpiyat Stadı'nda Kasımpaşa ile karşılaşan Fenerbahçe maçı 2 - 1 kazandı. Kasımpaşa'yı yenerek ligde sezonun ilk deplasman galibiyetini alan Sarı-lacivertli takım spor yazarlarından tam not alamadı. Basında çıkan yorumlar şöyle;
ÖMER ÜRÜNDÜL: MAÇ 15 DAKİKADA BİTTİ (SABAH)
Ligde kolay puan kayıplarına artık hiç tahammülü kalmayan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nde PSV Eindhoven deplasmanındaki beraberliğin morali ile çıktığı Kasımpaşaspor karşısında maça oldukça hızlı ve bir an önce işi bitirme düşüncesiyle başladı.
Biri duran toptan, diğeri de organize bir atak sonucu gelen gollerle 15 dakikada iki farklı skor avantajını da yakalamayı başardı. Ancak bu iştahlı futbol kısa sürede bitti.
Edu, Lugano ve Roberto Carlos'lu Fenerbahçe defansının, hücum gücü çok kısıtlı, sadece iyi bir santrfora sahip rakibi karşısında 4 net pozisyon vermesin tabii ki normal karşılamak mümkün değil.
GÜRCAN BİLGİÇ: SİZ KİMSİNİZ? (SABAH)
Manisa ve Konya maçlarından sonra Fenerbahçe'nin güvenli ve istekli yapısıyla, Şampiyonlar Ligi'ni ayırt eden görüntüsünden sıyrıldığına inanıyordum. Ama dün sorumsuzlar geri döndü. Büyük menajerlerin gözü önündeki, büyük ülkelerin televizyonlarından özetlerinin verildiği Şampiyonlar Ligi'ni kendilerine 'vitrin yeri' seçen bazılarının ayakları, dün yine topa gitmiyordu.
Edu ile Lugano'yu görmeliydiniz. Bir kişi ile gelen rakibe ilk yarıda üç net pozisyon verdiler, diğerinden de gol geldi. Vederson üç kişinin arasına giriyor. Kendisi bildiğiniz gibi seri çalımlar kralıdır! Karşısındakiler de futbol okulu talebeleri elbette.
Ya Deivid ile Tümer. İki golün kahramanı bu ikilinin kaybettiği toplar, tüm takımın kazandıklarından fazla. Beyefendiler kendilerini bu rakibe layık görmüyorlar. Sahada çırpınan Roberto Carlos'a bile bakıp, utanmıyorlar. Siz kimsiniz beyler?
Bu iş artık Zico'nun kapsama alanı olmaktan da çıkmış durumda. Önlem alabilse, zaten bu görüntüler olmazdı. Bunlara hadlerini, görevlerini bildirmek, akıllarını başlarına almalarını sağlamak gerekir. Bu iş de yönetimindir. Fenerbahçe takımı, meşhur menajer Figer'in pazarlama alt yapısı değildir. Gerçi yönetimle ortak futbolcu alıp, kiralıyorlar ama bazen hadler aşılıyor ve kulakların çekilmesi gerekiyor.
Bu yüreksiz oyunu ben Fenerbahçe'ye yakıştıramadım. Maçın hakemi ilk yarıda Vederson'u biçen Coulibaly'e kırmızı kart göstermeliydi; faul bile vermedi. Dirseklerin konuştuğu pozisyonları geçiştirdi.
HAKKI YALÇIN: GALİBİYET MASUM (FOTOMAÇ)
Daha maçın başında, Kasımpaşa'nın kurduğu düşlerin köprüsünü havaya uçurdu Fenerbahçe. Roberto Carlos'un mermisini bekleyen Khalid'i, harika vuruşuyla boşa uçurdu Tümer. İki takım kağıt üzerinde çivi yazısıyla, bilgisayar kadar farklıydı da, iyi bir başlangıcın ardından farklı galibiyetin sesi duyuluyordu sanki.
İlk yarının sonunda iki takımın santrforunu teraziye koydum da... Teheou, top ayağına geldiğinde, rakip için çözülmesi zor bir geometri problemi halini alıyordu... Semih ise dikiş tutmayan yama gibiydi...
Bu sezon ilk deplasman galibiyetini alan Fenerbahçe'nin dün gece eleştirilecek pek çok yanı var... Ama önemli olan 3 puansa... Galibiyetin bir suçu yok.
SELÇUK YULA: LİDER BİTİRİRLER (FOTOMAÇ)
2-0'lık üstünlüğü sağladıktan sonra Fenerbahçe'nin geriye çekilmesini anlayamadım. Bu, her daim yapılan bir şey. Ve de takıma zarar sağlıyor. Zaten haklı olduğum noktada söylediklerim de tek tek doğru çıkıyor. Fenerbahçe çok rahat bir maç kazanacağı durumda golü yiyor ve ancak 2-1'lik galibiyetle Kadıköy'e geri dönüyor. Ne olursa olsun kadro olarak Fenerbahçe ligdeki diğer takımlardan çok daha üstün durumda. Alex olmamış, Alex'in yerine Deivid monte edilmiş. Deivid de güzel oynamış. Aylardır oynamayan Tümer, 11'e konulmuş. Mükemmel bir gol atmış.
Dün belki zor oldu ama yine de 3 puan alındı. O yüzden Fenerbahçe ligde de Avrupa'da olduğu gibi gülüyor. Ve de Fenerbahçe daha kendi sahasında Beşiktaş ve Galatasaray gibi kendilerine rakip olan takımlarla Kadıköy'de oynayacak. Onları da büyük bir aksilik olmazsa yenecek ve ilk devreyi büyük ihtimalle lider tamamlayacaktır. Onlardan sonra da Fenerbahçe için bilmeden atıp tutanlar kendi dertlerine yanacaklardır. Her zaman söylediğim gibi bu sene Fenerbahçe Avrupa'yı çok düşünüyor. Tabii ki ligimiz de asla düşünülmeyecek, hafife alınacak bir lig değil. Zico bu mücadelede Gökhan, Yasin gibi futbolcuları öne çıkartıyor, futbolu unutmaya yakın Appiah'ı vitrine çıkartıyor. O yüzden de bakıyorum ki Fenerbahçe'de problem olmaz.
ERMAN TOROĞLU: TRANSFER YANLIŞLARI (HÜRRİYET)
SÜPER Lig'de mücadele eden bir takım Kasımpaşa. Bu takımın şaka gibi bir mazereti var. Sıkı durun; çoğunuzun bilmediğini biliyorum. Bu futbol takımının antrenman yapacak sahası yok. Kadir Özcan istifa ettikten sonra üç yerli teknik adam Kasımpaşa'nın bu defosu yüzünden yapılan teklifleri geri çevirdiler, Lorant balıklama atladı. Başka ne yapacaktı ki!
Bütün bunları yazdıktan sonra F.Bahçe nasıl bir takımı yendi? Nasıl top oynadı, neler yaptı daha iyi anlarsınız. Yani anlayacağınız Fenerbahçe, aynı bildiğiniz Fenerbahçe. İlk yarı Kasımpaşa'nın 6 tane pozisyonu var. 18 numaralı bir oyuncuları var, golü atan, Türkiye'de her takımda rahatlıkla oynar. Özellikle de büyüklerde. İyi bir takımda hele deplasmanda çok şey yapar, Şampiyonlar Ligi'nde de. Karşısında Lugano'nun nasıl çaresiz duruma düştüğünü gördünüz. Ama bizim büyükler maalesef yabancı futbolcu transferinde hata yapıyorlar. Özellikle maliyeti düşük futbolcularda.
Tümer "Niye oynamıyorum?' demesin. Zico dün ona haddinden fazla tahammül etti. "Top gelirse oynarım" diyor. Öyle herkes oynar. Bir tane mücadele ile top almıyor. Boşa çıkıp top almıyor. 20 metre uzaktan gelip, arkadaşının ayağından topu alıp, tekrar 20 metre hücuma kalkmaya uğraşıyor. Alex'in yokluğu Fenerbahçe'de sırıtıyor.
ALTAN TANRIKULU: GERÇEK GOLCÜ GEREK (HÜRRİYET)
ÖNCE F.Bahçe yatıp kalkıp dua etsin Olimpiyat Stadı'ndaki bu maçın çok daha kötü hava koşullarında oynamadığına.. Pas atılabilecek, orta yapılabilecek bir ortam vardı dün.. Ama futbolun en büyük zevki, tadı, tuzu seyirci yoktu..
İki güzel golün sonrası PSV maçının da yorgunluğuyla orta sahada daha az mücadele eden, rakibe savunmada boşluklar bırakan sarı lacivertli takım, Tehoue'nin tek başına geliştirdiği ataklara bile müdahale edemedi. Peki nasıl oluyor da Farfan gibi, Kovermans gibi, İbrahimoviç, Crespo gibi etkili ayakları durduran Fenerbahçe savunması bu kadar pozisyon veriyordu? Çünkü Lugano-Edu ikilisi, açık alanda yakalandıklarında hızlı adamları durdurmakta zorluk yaşıyorlardı. Deniz gibi hücumdan çok savunmayı ön planda tutan bir oyuncunun olmayışı da Kasımpaşa'yı cesaretlendirdi.
F.Bahçe'nin mutlaka daha hızlı, daha bitirici, daha kuvvetli bir forvete ihtiyacı var. Bu arada zorlu bir döneme girilirken önemli bir kazanç Appiah'ın eski sağlığına ve futbol oynama arzusuna kavuşmasıydı. Deivid ise attığı golle yine bu takımın en önemli "Gizli Golcüsü" olduğunu gösterdi.
ZEKİ ÇOL: FENERBAHÇE GÜNÜ KURTARDI (ZAMAN)
Fenerbahçe oyunu biraz ciddiye aldı, daha 13. dakikada skoru 2-0'a taşıdı. Tümer'in mükemmel frikik golü, ardından Kasımpaşa savunmasının az adamla yakalandığı bir pozisyonda Deivid'in kafa vuruşunun filelerle buluşması sonucu hem önemli bir avantaj hem de hissedilir bir rahatlığa ulaştı.
Ancak bu rahatlık, kısa süre sonra rehavete dönüştü. Çoğunluk farkın artmasını beklerken, Fenerbahçe orta alanda top kayıpları, savunmada ise basit hatalar yapmaya başladı.
Zico'nun muhtemel devre arası uyarılarıyla Fenerbahçe ikinci yarıda biraz olsun toparlandı. Daha disiplinli oynamaya başladı. Oyunun inisiyatifini ve üstünlüğünü yeniden ele aldı. Nitekim 54. ve 56. dakikalar arasında üç kez gole de yaklaştı. Ama sonrasında inatçı ve dirençli Kasımpaşa'nın da zorlamasıyla tekrar ilk yarıdakine benzer bir hal aldı. Sonuçta Kasımpaşa'nın çabaları skoru değiştirmeye yetmedi ve Fenerbahçe vasat oynadığı, en başarılı oyuncusunun kalecisi olduğu maçı kazandı.
Kasımpaşa, kabul etmek lazım bu ligin zayıf halkalarından biri. Kapasitesi sınırlı, kalitesi belli. Dün maça başladıklarında ilk 11'de 8 yeni oyuncuları vardı. Bir uyum sorunu yaşadıkları ve üst üste aldıkları kötü sonuçlarla sorunlu bir sürece girdikleri ortada. Ne kadar iyi niyetle mücadele ederse etsin, lig bundan sonraki süreçte Kasımpaşa için çok daha zor geçecek gibi.
Fenerbahçe dün işte o Kasımpaşa'yı zorlanarak yendi. Maç İstanbul'daydı, taraftar fazlalığı ondaydı. Adına deplasman denirse, Fenerbahçe deplasmandaydı! Ve bu sezon ilk kez sahası dışında bir maçı kazandı. Umarım bu maçtan çıkarılacak dersleri de almayı unutmaz.
Yayın tarihi: 28 Ekim 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/28//haber,0EEAA10C2DF1427CAE44155F5F3DE8C8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.