Farkında değiliz ama bir saatli bomba hızla patlama anına yaklaşıyor. O bombanın adı Kosova. Patlama tarihi de 10 Aralık veya hemen ertesi. Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, AB ile zirve nedeniyle gittiği Lizbon'da gürledi: "Uluslararası hukukun altını oyarak, Avrupa'da ve bizim coğrafyamızda ayrılıkçı hareketleri cesaretlendirerek ne kazanacağınızı umuyorsunuz? Çevrenizde olup bitenlere baksanıza. İspanya'da az mı derdiniz var? Romanya'da her an patlak verebilecek etnik sorunlar size yetmiyor mu? Belçika'nın tarihe karışmak üzere olmasından da mı ders almıyorsunuz?"
Bizce Putin yerden göğe haklı. Halkların barış ve refah içinde bir arada yaşayabileceğini kanıtlayan Tito Yugoslavya'sı modelini etnik ayrılıkları kışkırtan Avrupalılar'ın bencil politikaları mahvetti. Slovenya, Hırvatistan, Makedonya, BosnaHersek... Yetmedi; Karadağ'la bir tırpan daha... Şimdi sıra Kosova'da.
Tek yanlı bağımsızlık Sırbistan'ın Arnavut çoğunluklu bu bölgesinin kaderini belirlemek için Temas Grubu'nca (ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya) görevlendirilen "Troyka" (Amerikalı Frank Wisner, Alman Woyfgang Ischinger ve Rus Alexandre BodtsanHarçenko'dan oluşuyor) iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm için son çabaları harcıyor. Ama imkânsız.
Sırplar "Geniş özerklik"ten öteye gitmiyor, Arnavutlar bağımsızlığın dışında hiçbir formüle yanaşmıyorlar. Dosya 10 Aralık'ta BM Güvenlik Konseyi'ne gidecek. Son kez!
Konsey'den bağımsızlığa onay çıkması mümkün değil. Çünkü Rusya'nın yanı sıra kendi etnik azınlıkları için (En başta Tibet) kaygı duyan Çin de veto yetkisini kullanacak.
Sonra? Kosovalı Arnavutlar, "Tek yanlı olarak bağımsızlıklarını ilan edeceklerini" söylüyorlar. ABD bu oldubittiyi tanımaya hazır olduğunu gizlemiyor. AB de kurumsal olarak itiraz etmiyor ama üyelerinin bir bölümü karşı. İspanya, Slovakya, Yunanistan, Romanya gibi. Çünkü hepsinin hareketlenmeye hazır azınlıkları var. Örneğin, Romanya'daki Macar azınlık bağımsızlığını veya Macaristan'a bağlanmayı istemeye niyetleniyor.
Ancak Kosova'nın tek yanlı bağımsızlığı uluslararası toplulukça tanınırsa, çok daha ciddi, hatta vahim gelişmelerin yolu açılacak: İlk kez olarak BM Şartı'nın uluslararası sınırların değiştirilemeyeceği, devletlerin toprak bütünlüğünün tek taraflı girişimle bozulamayacağı ilkesi delinmiş olacak. Bunun da iki sonucu olacak:
- Devletler etnikdil kriterine göre parçalanabilir.
- Bu bölünmeler uluslararası toplulukça kabullenilebilir.
Ankara'nın tercihi ne? İşte bu yüzden Putin, Batı'ya "Gelin, Pandora'nın Kutusu'nu açmayın. Uluslararası hukuku, özellikle de devletlerin toprak bütünlüğü temel ilkesini çiğnemeyin" diyor. Balkanlar'ın bir kez daha kanlı çatışmalara sürüklenebileceğini hatırlatıyor. Zaten ilk işaretleri görülmeye başladı bile: Makedonya'daki Arnavut azınlık ayrılıp Kosova ile birleşmek istiyor. Bosna-Hersek'teki Hırvatlar bağımsızlığın, ardından da Hırvatistan'a katılmanın yolunu açacak geniş özerklik talep ediyor. Yine BosnaHersek'in Sırp bölgesi Sırbistan'a bağlanmak için uğraşıyor. Sırbistan'ın Voyvadin bölgesi Kosova'nın izinden gitmeye hazırlanıyor.
Daha önce de yazdık; Türkiye "Aceleye getirilmemesi koşuluyla" Kosova'nın bağımsızlığına sıcak bakıyor. Ayrıca Türk kamuoyunun geniş bölümü de Kosova'nın davasına sempati duyuyor.
Peki bu sıcaklık, 10 Aralık'tan sonra Kosova tek yanlı bağımsızlığını ilan ederse, Türkiye'nin tanıyacağı anlamına geliyor mu? Bilmiyoruz. Dışişleri renk vermiyor. Daha doğrusu suskun.
Öyle bir durumda
Ankara tercihini yapmadan önce yüz kez, bin kez düşünmeli. Evet, Kosova belki KKTC için de emsal oluşturabilir ama Iraklı Kürtler'in son adımı atmalarına da sesini çıkaramaz.
Unutmayın; çifte standart tıpkı bumerang gibidir...
Yayın tarihi: 27 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/27//haber,F3C52EF026314071B67CB1FFDA1D9398.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.