Sema Temizkan, zengin bir yemek kültürü içinde büyümüº.
İLİŞKİLİ HABERLER
Reçel deyip geçmeyin ne hikâyeleri vardır
Reçel deyip geçmeyin ne hikâyeleri vardır
MELİS D. ÇALAPKULU
20.10.2007
Reçel Deyip Geçme, Rum anneannesinin yanında büyüyen Sema Temizkan'ın ikinci kitabı. Yazarın çocukluk hikâyelerini de anlattığı kitabında mahlep, kivi, acı biber reçeli, karabaşotu gibi orijinal reçel tarifleri de var..
Şu sıralar kitabevlerinin raflarını süslemeye başlayan bir reçel kitabı var. Adı Reçel Deyip Geçme; ancak içinde yalnızca reçel tarifleri yok. Yazarı Sema Temizkan, çocukluğundan itibaren yaşadığı anılarla harmanlayarak vermiş, envaiçeşit reçelin tarifini. Kendisinin bilmediği ama çevresinden, binbir macerayla edindiği tarifleri de hikâyeleriyle koymuş kitabına. Mahlep reçelinin kaybolmaya yüz tutmuş tarifini bulabilmek için kitabın baskısını geciktirmiş, tarif ararken yeni arkadaşlıklar kurmuş, kendi anılarını hatırlarken geçmişini, çocukluğunu yeniden gözden geçirip nostalji yaşamış Sema Hanım. Bütün Türk ailelerinin kahvaltı sofralarını süsleyen klasik reçellerin yanı sıra; domates, karabaşotu, kivi, zeytin, yabanmersini, yedi güzeller, mahlep gibi reçeller, ayrıca Hollanda, Finlandiya gibi farklı ülkelerden tarifler de var Reçel Deyip Geçme'de. Daha önce Bizanslı Yemekler adlı bir yemek kitabı da yazan üç kuşak İstanbullu Sema Temizkan, zengin bir yemek kültürü içinde büyümüş. Sema Hanım'ı Rum kökenli anneannesi büyütmüş. Müslüman olduktan sonra Makbule adını alan anneannesi, yedi çocukları olduğu için aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla Levanten ailelere yemekler pişirirmiş. Sema Temizkan Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü'ne giderken, şimdi epey ünlü olan Mısır Apartmanı'nda otururlarmış. Daha o zamanlarda en sevdiği ders beslenme olan Temizkan, "Evde geçirdiğim zamanlar sanki bütün gün süren etüt saati gibiydi. Okul bitiyor eve geliyorsunuz, çok usta bir anneanne var. Muhteşem yemekler yapar. Daha çok zeytinyağlı ve meze yapardı tabii. Dedem de akşamcıydı zaten," diye anlatıyor o yılları. Bu arada annesi de en iyi pastanelerin şekerleme bölümlerinde çalışmış. Temizkan'ın üvey babası ise Macar asıllı Yahudi'ymiş. Onun çevresinden de Avrupa mutfağını öğrenmiş. Kendi kayınvalidesi ise Tatar olduğu için hamur işlerinde ustalaşmış. Yeme içme kültürü açısından Sema Hanım'ın hafızasında yok yok! O da bu birikimi sayesinde profesyonel olarak 'yemek'le ilgilenmeye başlamış. Önce Karabiber adlı doğal gıda dükkânında çalışmış. Sonra da Meserret, Palyaço gibi mekânların mutfaklarında bulunmuş. Palyaço'da 'İstanbul Yemekleri' projesi içinde yer alınca, Bizanslı Yemekler kitabının teklifi gelmiş kendisine. İşte böylece yemek yazmaya başlamış Temizkan. Bundan sonra ise iki roman projesi var. Biri çocukluğunun geçtiği semte ithafen 'Beyoğlu Öyküleri', diğeri ise anneannesinin ilginç yaşamını anlatacağı biyografik bir kitap...
İLİŞKİLİ HABERLER
Reçel deyip geçmeyin ne hikâyeleri vardır
Yayın tarihi: 27 Ekim 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/27/ct/haber,2DF3AB92BA5748C2827633B41EB83CBE.html
Tüm hakları saklıdır.