Yaman çelişki

Keskin'e gittik "çarşıya pazara" girdik.
Şurası "Keskin Kıraathanesi", burası "Göker Market." Onun yanında
"Kutluca Kuruyemiş." Sonra "Uğur Pastanesi."
Pastanenin önünde Hatice nine:
- Büyüttüm besledim asker eyledim, gitti de gelmedi canım ne fayda.

Has Kebap, Bici Bici Oto Kuaförü, Bakgör Gıda Pazarı, Gül Kuaför Salonu, Rızık Bakkaliyesi, Şanlı Kuruyemiş.
Ve "nedir bu memleketimizin başına gelenler" diye dertlenen iki kardeş:
İsa ve İbrahim Ergül.
"Gazeteci efendi" dediler:
- PKK devletin içinde. Artık sen anla gerisini.

Çiftlik Gıda Pazarı, Kutluca Ekmek, Akasya Piknik, Toros Gübre.
Ayan Kuruyemiş, Mevlana Kebap, Prestij Kuaför, Nezih Süpermarket, Elzem Ticaret, Köşem Gıda, Şahin Kasap.
Bütün işyerleri bayrak asmış. Esnaf burnundan soluyor. Biri diyor ki "yetti gayri." Öteki diyor ki "bitsin artık."
Beriki "hoş geldiniz" diye elimizi sıkıp, kendini tanıtıyor:
- Benim adım Mehmet Cankal. Apo efendi İmralı'da Cumhurbaşkanı gibi konfor içinde saltanat sürüyor. Güneydoğu'dan da Keskin'e şehit cenazesi geliyor. Bu ne yaman çelişki.