Seçimler, militarizme karşı bir tepki, adeta demokrasinin zaferi olarak değerlendirildi. Ne düşünüyorsunuz? Değişik siyasetlerin tutumu şuydu: AKP anti-militarist çizgide. Askeri muhtıraya karşı AKP'nin aldığı oy sivil muhtıra. Dolayısıyla, AKP'yle dirsek teması içinde olursak ant-militarizm yapmış oluruz. Yok, antimilitarizm bu kadar kolay şey değil. AKP bugüne kadar ciddi anti-militarizm yapmadı, yapmıyor, yapmayacak.
AKP demokrat mıdır? Ne alakası var. AKP düpedüz tutucu otoriter, hatta reaksiyoner bir partidir. Şu dozda, bu dozda, onu ayrıca ölçelim. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar, adliyeye müdahaleleri himayeler, 301'ler vb., suikast ve cinayet örtbaslar, polis kanunu ve fazlası kimin zamanında oldu? Parti içi şef kültü de cabası. AB'nin gözünü boyamak için yapıldığı ayan beyan belli ve etkisi sınırlı birtakım küçük değişikliklerden büyük sonuçlar çıkarılamaz. Birileri AKP'nin yapıp ettiklerini anti-militarizm ve sivil demokratlık zannediyorsa, anti-militarizmi AKP'ye tevdi ediyorsa çok yazık.
22 Temmuz seçimlerinden çıkan sonuç, bazılarının algıladığı gibi 'laik -antilaik' ekseninde bir çatışmanın ya da militarist bir koalisyonla anti -militarist bir AKP, sivil toplum, sol koalisyonu arasından halkın ikincilere evet dediği bir referandumun ya da askeri muhtıraya karşı bir sivil muhtıra restleşmesinin eseri falan değildir.
22 Temmuz'un net sonucu, yapısal bir
yüzde 95 sağ seçmen oyunun, seksen küsur yıldır sağlaştırılmış bir seçmen oyunun,
ABD karargahlarının ve uluslararası sermayeye eklemlenmiş (özel ve askeri) büyük sermayenin orkestrasyonunda uzlaştığını sezdiği, siyasal istikrar içinde maddi refah getirmesini beklediği
AKP ile asker koalisyonunun tescilidir. (Gerginlikler olabilir ama uzlaşma baskındır.)
Mesela,
sınır ötesi harekat gibi en netameli görünen konuda dahi belli bir uzlaşma sağlandı.
(Parla bunu söylediğinde tezkere yoktu.) AKP ile asker arasında sınır ötesinde ve sınır içinde mutabakat sağlandığı görülüyor.
Dolmabahçe muhabbeti bütün yurttaşları, hatta mensubu olunan kurumları hiçleyen çift başlı monarşik tasarruf hükmündedir. Bunun adı anti-militarizm ve demokrasi taraftarlığı olamaz.
Söz konusu olan laik ile antilaik mücadelesi mi? Türkiye'de laik mürteci mücadelesi yok. Sosyal sınıf tabanı ve dar siyasi rekabet amacı olan bir
mezhep kavgası bu. Kemalist Diyanetçi İslam ile diğerleri arasında.
AKP'den Milli Görüş eksilince mezhep kavgası dahi törpülendi. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri 'ılımlı İslam'dır. Türk laikliği ılımlı İslam'dır. 1928'e kadar İslam devlet dinidir, sonra da Diyanet İslamı devletin imtiyazlı koruması altında gelişmiş bir devlet organıdır. 12 Eylül generalleri klasik Kemalist laikliğin dahi gerisine düşmüştü. Ilımlı İslam iç siyasette alt kollar arasında bir kavga, dış siyasetteyse ABD müttefiki her türlü İslam demektir.
Yayın tarihi: 21 Ekim 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/21//haber,F9FAE29CB64241B292155DB7DA4C3305.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.