Halk dansları gibi, Ortadoğu'da oyunlar uzun sürer...
Öyle, iki perdelik dizin ile son bulmaz.
Biri biterken, aynı tını içinde diğeri başlar; baştaki müziğe geri döner.
Bundan dolayı, Irak yönetiminin sınır ötesi harekata izin veren tezkereden çekinip, Türkiye'yi tehdit eden terör sorununu bugünden yarına sonuçlandırması beklenmemeli.
Nitekim, Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek de tezkere sonrası Irak yönetiminden gelen açıklamalara dikkat çekip, sohbetimize bu zeminde başladı.
"Demek ki barındırdın" "Biz hiçbir zaman 'Siz yapmayın, biz Irak'a gelip yaparız'
demedik" deyip ekledi:
"Son açıklamalarıyla tezkereyi çıkarmaktaki haklılığımızı ortaya koyuyorlar. PKK'ya 'Ülkeyi terk et' çağrısı yaparak, aslında onun orada olduğunu kabul ediyorlar."
Çiçek, Irak yönetiminin
"PKK bizim için de terör örgütüdür" açıklamalarına da dikkat çekti.
"O zaman sormazlar mı: Sen şimdiye kadar terörü niye barındırdın?" sorusunu yöneltip sözlerini sürdürdü:
"Madem terör örgütü, buna karşı gerekeni yapmayıp niye barındırdın? BM ve uluslararası sözleşmeden doğan hakkımız olduğunu kendileri de kabul etti. O zaman konuşulmadık söz kalmadı; şimdi iş zamanı." Başbakan Erdoğan'ın önceki günkü sözleri ve Çiçek ile sohbetimizden yola çıkarsak, Ankara'da hükümet askeri operasyon öncesi Irak yönetiminden hamle bekliyor.
PKK'nın Bağdat dahil, K.Irak'taki bağlantı bürolarının kapatılması ve elebaşlarının Türkiye'ye teslimini veya başka ülkelere gönderilmesini istiyor.
Ancak, geçmişte de yaşandığı gibi Türkiye'nin bu konudaki beklentilerini Irak'ın tam karşılayabilecek etkin adımlar atması güç.
Osman Öcalan gibi örgütle de bağı tükenmiş göstermelik bazı eskileri Irak'tan göndermesi de Türkiye'nin beklentilerini kesmez.
Etki kırılması Bu durumda ne olacak?
Türkiye, çözümü Irak ve oradaki koalisyon güçlerinden mi bekleyecek?
Yoksa tek başına askeri harekata mı yönelecek?
Eski Başbakan
Mesut Yılmaz dünkü sohbetimizde K. Irak'taki etnik güçleri de kapsayacak bir harekatın içinden çıkılmaz sonuçlar doğuracağını belirtip şöyle dedi:
"Hükümet, Çiçek'in tezkereyle ilgili açıklaması çerçevesinde kalmalı. Dolduruşa gelmemeli. Sınır ötesi askeri tedbirler yerine, diğer mekanizmalar; diplomasi, ekonomik önlemleri devreye sokmalıydı." Yılmaz'a göre, hükümetten gelen
"Önce içeriyi temizleyelim" veya
"Habur'u kapatmayız" açıklamaları, tezkereden beklenen etkiyi düşürdü; askeri harekatın önünü açtı.
Sorunun askeri önlemlerle çözülemediği öteden beri görülüyor.
O zaman ne yapılacak; Başbakan Erdoğan'ın söylediği gibi, hala yürürlükte olan
"Eve Dönüş Yasası" ndan faydalanmak ve
"silahı bırakıp, parlamentoda siyaset yapmanın" önünü açmak için bazı önlemler de beraberinde mi gelecek?
DP lideri
Mehmet Ağar, bir yıl önce
"Dağda silahla gezeceğine, düz ovada siyaset yap" dediğinde kıyamet kopmuştu.
Başta da belirttiğimiz gibi, Ortadoğu'da oyunlar uzun sürer; bitmesi de zaman alır.
Yayın tarihi: 21 Ekim 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/21//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.