Yaşamdan Dakikalar!...

NİHAYET başladık.. Haşo'nun vedasıyla başladık.. Ne duygulu yazmış köşesinde Sevgili Dostum, can kardeşim..
"Bütün televizyon kanallarımızdaki programlar arasında izleyicileriyle gönül bağı en güçlü programlardan, belki de onların başındaBöyle bir programdan ayrılmak kolay değil.."
O zaman niye ayrıldı peki?.. Ona git diyen yok, tersine kal diyenler, yüzlerce, binlerce iken..
Niye gittiğini anlamak için Haşo'yu anlamak gerek.. Haşo'yu anlamak, Haşo'yu anlamanın mümkün olmadığını anlamaktır. Bilmece gibi değil mi?. Haşo da bilmecedir zaten. Kendi bile çözemez.
O havasına göre yaşar.. İçinden geldiğince.. Plan, program hak getire.. Yapsa bile uyması kesin değildir..
Özgürlüğü sever.. Doğayı sever. Canı ne isterse o an, onu yapmayı sever..
90 Dakika, 4 gün hayatımızda biliyor musunuz?. Cuma, cumartesi, Pazar seyretme, pazartesi konuşma günleri..
Yaşamdan Dakikalar beşinci günü götürüyor.. İki gün kalıyor bize.. Haşo bu kadar disipline yıllardır iyi dayandı aslında..
Israr etsem, hatrımı ortaya koysam kalırdı. Ama artık eski Haşo olmazdı.
İnsanın içinde bittiyse biter, bilirim..
"Bitti mi Haşo" dedim.. "Bitti" dedi.. Tek kelime.. Başka laf etmedim. Nebil'i aradım.. "Yeni bir dördüncü gerek" dedim, o kadar..
"Biraz da kendi yaşamımın dakikalarına dönmem gerekiyor" diyor yazısında..
Kendi yaşamının dakikaları.. Özgür, takıntısız, bağsız, bağlantısız..
"Haşo" dedim ona.. "Masadaki yerin hep duracak. Canın isterse, için çekerse gel gene otur.."
"Gelirim" dedi..
Cuma sabahı ilk mesajı, bir edebiyat hocası, çok sevdiğim dostumdan aldım..
"Sizlere kavuştuk, ne güzel, ama Haşo'nun okuduğu şiirleri özleyeceğiz" diyordu..
Biz de hocam.. Biz de..
Bugün sabah TV8'de bizim ilk, Haşo'nun veda programı, tekrar..