Bugün Bayram erken kalkın çocuklar

Bayram deyince aklıma hep Barış Manço gelir. Bugün Bayram isimli şarkısını hatırlarım.
İçimi hüzün kaplar.
Oysa Bayram adı üstünde neşeli, keyifli bir zaman değil midir?
Barış Manço ise söz konusu şarkıyla, hareketli bir melodide, üzmeden ve ağlatmadan farklı bir mesaj vermişti.
Bugün Bayram
Erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel elbiseleri E
limizde taze kır çiçekleri
Üzmeyelim bugün annemizi
İnsanoğlu acayip. Nedense elimizdekinin değerini kaybettiğimizde anlıyoruz. Arkalarından ağıtlar yakıyor, aslında kendimiz için ağlıyor, "Niye beni bıraktın gittin" diye isyan ediyoruz.
Oysa, Yahya Kemal'in Sessiz Gemi'sindeki gibi...
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler
Herkesin özlediği, herkesin kaybettiği birileri var. Şehit cenazelerinin gölgesinde bir bayram yaşıyoruz. Özlenen anneler, babalar, kardeşler nice sevgililer var.
Bugün biliyorum yine mezarlıklar hınca hınç dolacak. Yine kapıdaki çiçekçilerle pazarlıklar edilecek. "Niye evden bir bidona su doldurmayı düşünmedim, bak çeşmede nasıl sıra var?" diye söylenilecek. Yine gözyaşları akacak sel gibi...
Bir bayram sabahı daha geçecek...
Bugün Bayram çabuk olun çocuklar
Annemiz bugün bizi bekler
Bayramlarda hüzünlenir melekler
Gönül alır bu güzel çiçekler
Sonra kendimize geleceğiz. Hayat bu, devam edecek. Büyüklere ziyaret, kapıyı çalan çocuklara şeker ikramı derken, genci yaşlısı "Nerede o eski bayramlar?" diye söyleneceğiz. Özlediğimiz nedir aslında? Eski bayramlar mı yoksa kaybettiklerimiz mi?
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden
Diyerek teselli bulacağız belki de.
Yakın bir arkadaşım aradı. "Bak bizim ufaklıklara gelenek görenek öğretmek lazım, ikizlere bayram ziyaretine geleceğiz" dedi. Duraksadım. "Daha değil" diye fısıldadım.
Önce gidenlerle vedalaşmam lazım!
Ardından Bayram
Yeni gelenlerle!